Bab-ıAli Camiasında çeyrek asrı devirip yarım asırdan  yıl aldığım şu günlerde ticaretin seyrini şöyle bir tahayyül ediyorum ve inanın hayretteyim. Her yeni gün bir eskisini aratır olmuş. Dün anadoludan esnaflar cağaloğluna gelirler (Harem’den vapurla Sirkeci’ye geçerek) yayınevlerini ziyaret ederler bu alış-veriş en fazla üç gün sürerdi. Gelen tüccarlar aldıkları kitaplar (binlerce adetli)karşılığında hiç bir nakit ve evrak ödemesi yapmazlardı. Sadece ödeme zamanlarını bildirirler ve inanın saatinde ödeme yaparlardı. Hiç bir bahane ve sektirmeleri olmazdı. Neden sonra tamahkar ve aç gözlü yayıncılar türedi; anadoluya kamyonlu pazarlamalar başladı. İskontolar vaadler havada uçuşmaya başladı. Sağlam çürük ne varsa evraklar toplandı. Sistem değişti ayaklar baş başlar ayak oldu. Artık sağlam sözünün eri anadolu esnafları gitmiş, yerlerini düzenbazlar almıştı. Bahanesi şahane sözüm ona esnaflar: Çek koçanım bitti, yeni alacağım, gelecek ay gel, senden önce verdim, senet versem olur mu, (hoş ödemez ya) iade çıkaracağım, devrediyorum, babam öldü, akla gelmez bahaneler sürer gider ha birde sahte imza yanlış isim adres vs. vs.

Kötüden misal olmaz iyiden örnek verelim. Öyle köklü firmalar varki; babadan oğula yıllar, zaman, şartlar ve sistem ne olursa olsun ticaretleri ödemeleri hiç değişmeyen.  Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ifade edildiği tabirle “Onlar ki erkek oğlu erkekler ticaretlerini dosdoğru yaparlar” Aslınla bana göre bu olması gereken. Fetbazlar çoğaldığı için piyasada böyle davranmak bir meziyet ve cibiliyet halini aldı. Başlıkta verdiğim gibi aslında pislik aktı tortusu (sahtekarlara yönelttim)kaldı Babadan ne gördüyse evladı onu sürdürdü.

Son söz; Şerefli izzetli onurlu yayıncıları tenzih ederim,”Dünyanın her yerinde lağımlar yerin altından, Cağaloğlunda üstünden akar “NFK Aldatılmadığımız ve aldatmadığımız bir dünyada varolmamız dileğimle.”

Tebesümünüz eksilmesin.