ŞEHİT

Mehmedim Şehit Oluyor

Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor, Mehmedim şehit oluyorda Hâkka doğru yürüyor, Mehmedimi şehit edenler, Cehennemi boyluyor, Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor. Şehit Mehmedimin son sözü Allah Allah oluyor, Elinde solmuş bir fotoğraf yüzü gül gibi soluyor, Ey kahpeler, bu şeni dünya sizlere de kalmıyor, Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor. Mehmedim şehit oluyor,…Continue reading Mehmedim Şehit Oluyor

Sözünün Eri Olmak

SÖZÜNÜN ERİ OLMAK-ÖMÜR SERMAYESİ

Kıymetli dostlar, bu yazımıza bir Âyet mealiyle başlayalım dilerseniz; Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir. (Ahzâb, 33/23) VATAN Ezanımdan alışıp tekbîre, Buldunuz mutluluk, imanımla… Vatan ettim sizi ey topraklar Beş vakit damgalayıp alnımla.…Continue reading SÖZÜNÜN ERİ OLMAK-ÖMÜR SERMAYESİ

İslamiyet tercihimiz, Türklük kaderimizdir! Hoca Ahmet Yesevi

  Din Değişebilir Milliyet İse Asla! Yazımın  ilk bölümünde ırk kavramı  ila alakalı görüşlere II. bölümde ise benim de hemfikir olduğum kavi düşünceye yer vereceğim. Din, hayatımızı etkileyen diğer birçok kültürel öğe gibi, tamamıyla bir tercihtir ve tercihlerin zaman içinde değişmesi mümkündür. Bu cümleden anlaşılması gereken ilk şey, dinin en başta kültürel bir öğe olduğudur.…Continue reading İslamiyet tercihimiz, Türklük kaderimizdir! Hoca Ahmet Yesevi

Aydın Ilgaz (Koca Yürekli Babacan) Ağabey

Ölüm, yaşamın içerisinde değiştirilemez bir olgudur. Bireyin hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi ve yaşamının sona ermesi olarak ölüm, ilk insandan günümüze kadar, her canlı tarafından yaşanan bir gerçekliktir. Ölüm, hayatı sona eren insan için bu dünyayı terk etme ve bir sona erme durumu olarak kabul edilse de geride bıraktıkları için yeni bir başlangıç anlamı taşımaktadır. Bu…Continue reading Aydın Ilgaz (Koca Yürekli Babacan) Ağabey

ŞEHİT

ARİF NİHAT ASYA

  “Bayrak Şairi” olarak bilinen ve şiirlerinde sade bir üslup kullanan Asya, Tokatlı Ziver Efendi ile Tırnovalı Zehra Hanım’ın tek çocuğu olarak, 1904’te Çatalca’nın İnceğiz köyünde dünyaya geldi. Asıl adı Mehmet Arif olan şair, henüz 7 günlükken babasını veba hastalığından kaybetti. Annesinin yeni bir evlilik yapıp Filistin’e gitmesiyle akrabalarının yanında büyüyen Asya, Birinci Dünya Savaşı…Continue reading ARİF NİHAT ASYA

MESNEVİ ve TÜRK DÜNYASINDA UYGULANIŞI

Kıymetli dostlarım, Divan edebiyatının nazım şekillerinden birisi olan Mesnevinin sözlük anlamı “ikişer, ikişerli” demektir. Edebiyat terimi olarak anlamı ise, her beyiti kendi arasında kafiyeli iki beyitten binlerce kadar uzanan bir nazım şeklidir. “aa bb cc dd vs.” şeklinde kâfiyelenir. Beyitlerin ayrı ayrı olması yanında, her beyitin anlamının kendi içinde tamamlanması ve öteki beyitlere geçmemesi mecburidir.…Continue reading MESNEVİ ve TÜRK DÜNYASINDA UYGULANIŞI

Nasipsiz

  Semadan dürr-ü güher yağsa Bir zerresi düşmez başıma Aşkta nasip işidir Aşkı bulup nasiplenen er kişidir Bu mudur sevene ikramın? Sevdikçe yandı çıktı canım. Aman efendim imdat eyle yadıma Rabbim ihsan eder ihlaslı kuluna Kimden medet yardım olur ki bana Aşkın bir paslı çivi gibi girdi cana.

Acı İlaç

İlacın en acısı keskin olurmuş Senin sevdan zehirden beterdi Ama olsun, acılarla olgunlaşıp Sirke gibi keskin olmayı öğrendim Bir şeyi ihmal etmiştim İçim sirke olurken Kalp kafesimi çürütmüştü Geriye delik deşik kalbur gibi Hastalıklı bir yürek kaldı kan sızdıran  

Rüzgar

Aşklarım vardı benim Yarım kalmış, yaşanmamış Vav gibi sevenim olmamış Öyle bir talih ki Neye elimi attımsa kurumuş Rüzgarlarda savrulan, kuru yaprak misali Gözlerimden gitmiyor ilk aşkımın hayali.

Feryad

Benim feryadımın ve vaveylamın, Çığlığımın şekli pek çoktur. Vapur düdüğü, Martı sesi, Tren kornası, Acı bir anne çığlığı… Hepsinde kendimi buldum Sen olamazsın benim bir zamanlar sevdiğim Çok değiştin eski halin yok artık Ne anlattıklarıma gülüyor, ne gözlerime bakıyorsun Sen böyle miydin hicrana yenik düşmüş, Bahar da eriyen karlar gibi çözülen, Mazide nasıl da ayrılığa…Continue reading Feryad

Ah İstanbul

Kadın gibisin Her saatin bir başka güzel Sende anılar hatıralar Hüzünler sevinçler Hele Haydarpaşa’n Ayrılık ve kavuşmaların adresi Kimlerin hayatında yeri vardır Sirkeci’nin gurbetçilerin ayrılık noktası

Sitem Mektubu

Her kim halimi sorsa; anlatmak, İçimi dökmek bu şifasız sevgiyi Derman olurlar diye açılmak Biraz olsun teselli bulmak adına Hicranımı satardım Kimlere söylemedim Nerelere dökmedim içimi Ne çare bilemedim, Çare sende imiş, Elde değil Sevda en derinde imiş, Meğer tende değil Bir şahikaya ermek için Ben senin olayım sen de benim.

Sen Olmasaydın Eğer

Aşka inanmazdım. Bakışların olmasa Bu kadar yanmazdım Aşkı sevdayı Bu denli içten gönülden Ah ederek anmazdım. Sen olmasaydın Dünyaya, yeni güne, hayata Severek, inanarak, gülerek bakmazdım Sen olmasan böyle bade içip Şiir,roman, kitap, güfte yazmazdım Sen olmasan Gülen gözlerin Şirin ellerin Kare benlerin Dudu dillerin Beni başka ne divane eder böyle söyletirdi. Sen bir mehtap…Continue reading Sen Olmasaydın Eğer

Yağmurda Toprak Kokusu

Sen uzaklarda kalbimde hüzün tortusu Sevmek Hadi elimde de Ya Sevilmek En korkuncu da sevmiş mi idin Yoksa gönül eyleyip Sever gibi mi yapmıştın Bunu hiçbir zaman bilmeyeceğim Belki de gerçeği öğrenmek Bana bu halimden daha müşkül   Yavuz Selim PINARBAŞI

Sevda Yüklü Mısralar

Aşkın kalemi sen Bembeyaz sayfası ben Pervasızca karaladığın Okunaklı değil Dokunaklı idi cümlelerin Hece hece yazıyordun aşkı Bense suskun, mahzun, durağan Tükenmezdin silinmeyen Berraktım görülmeyen Yazılarındı benim alın yazım Uyarladığın uyduğum yazıların. Karalıyordun kağıdı bencilce, Devrik cümle olmuştu aşkımız Sevda yüklü mısralardı yazdığın Bir türlü tatbik etmediğin Bense yazılmış çizilmiştim Kalem baskısına kağıt gibi eğilmiştim.…Continue reading Sevda Yüklü Mısralar

Haydi Gel

Haydi Gel Haydi gel, Lam Elif Gibi Olalım Sımsıkı sevip sevilelim Ey canan bu dünya kimseye mülk değil Sevilenin başı sevenin omzuna yük değil Sen elifim bense senin lam’ın olayım Alfabede ayrılmayan bu ikili Ahrette de ayrılmasın. Divane gönlüm gezer gezer, durulmaz Aşık olan kalpten uzak-yakın sorulmaz Sevdalı bir beden bu sevdadan yorulmaz Dev dalgalar…Continue reading Haydi Gel

La Tahzen

La Tahzen ölmeden salası okunan sevdamız Hey gidi Karaca Ahmet bize de yer var mı koynunda? Bu tuhaf ironi sevdamızın cenazesi Gönül musallasında Ruhları titreten bir sala Ölüm gibi umulmadık bir anda gelen, Yalnız mevtanın ne imamı var, ne cemaati Kıymeti de yok, omuzlarda taşınmıyor Mezarı yok; kitabesi de. Ölümü gibi defni de mahzun La…Continue reading La Tahzen