Çağrı Bey

Kityay’daki genç yazarımız Onur Beyin yazısını sizlerle paylaşmak istedim.

Çağrı Bey

Çağrı Bey atından indi, ağacın altına uzandı, günlerce at sürmekten ellerini ve ayaklarını neredeyse hissetmiyordu.

Tam uykuya dalacaktı otları ezen ayak sesleri tekrar uyanmasına neden oldu. Ayağa kalktı, yeşil badem gözleriyle etrafına baktı. Koyu kumral saçları rüzgarda dalgalanıyordu hissettiği şey başına gelmişti, karşısında 10 asker duruyordu. Bunlar Gazneli askerleriydi.

Selçuklular Gaznelilerle savaş halindeydiler. Tuğrul Bey ve Çağrı Bey son zamanlarda Sayıca üstün Gazneli devletine müthiş akınlar düzenliyorlardı. Gazneli’ler de Oğuzların üzerine muhteşem ordular göndermiş çok fazla Oğuz Türklerini öldürmüşlerdi. Gazneli ordusu çok muhteşem ve sayıca fazla olduğundan Çağrı Bey ve Tuğrul Bey vur kaç taktiği ile saldırı yapıyorlardı.

Gazneli askerlerin elinde kılıç ve kalkan vardı. Hepsi de iri yarı, uzun boylu ve çok kuvvetli görünüyorlardı. Çağrı Bey kısa değildi ama uzun da değildi orta boyluydu kasları kuvvetli, bilekleri inceydi.

İlk önce atından ok sadağını alıp ok atmayı düşündü. Böyle yapsaydı hepsini indirebilirdi. Ama kırışmayı sevdiği için bunu tercih etmedi. Zaten Gaznelilerin öldürdüğü Oğuz askerlerini düşündükçe çılgına dönüyordu.

Kısık gözleriyle düşmanlarına bakıp, üzerine doğru gelmelerini bekledi. Eli kılıcının kabzasındaydı. Çağrı Bey müthiş bir zevkle kılıcını kınından çekti. Çok yorgundu ama savaşmaktan müthiş zevk alıyordu. Üzerine doğru gelen Gazneli askerlerin kılıç darbelerini geri püskürttü, ardından iki askerin boğazını kesmişti. Diğer askerler dehşete kapılsalarda hemen saldırdılar, Çağrı Bey geri kalan 8 askerle kıyasıya vuruşuyordu, var gücüyle 8 kişiye meydan okuyordu. Hissettiği savaşma zevki daha fazla artıyordu. Gaznelilere olan kini daha çok şiddetleniyordu.

Artık gücü iyicene tükeniyordu kolu iyicene yorulmuştu, yaman savaşçıydı ama sağ omuzuna inen kılıç darbesi tamamen gözlerinin kararmasına neden oldu. kılıcını da düşürdü düşman hala 8 kişiydi. Bir kılıç darbesi tam kafasına iniyordu, hemen geri çekildi. ölmekten son anda kurtulmuştu.

Omuzu kan içindeydi, kılıç darbesi derin kesik oluşturmuştu, kanıyordu. Çağrı Bey, ayağa kalktı, belindeki bıçağı çıkardı tam karşısındakine fırlattı. Bıçak adamın gırtlağına girmişti. Adam elindeki kalkanı kullanmaya zaman bulamamıştı bile. Çağrı Bey şimdi gardını aldı, kalan 7 düşman askerinin üzerine yürümeye başladı.

Bu arada omuzunda büyük bi acı hissetti ama aldırış etmedi. Kafasına doğru gelen kılıç darbesinden sağa doğru sıyrıldı, arkasından sallanan kılıçtan da kurtuldu ve iyice yaklaştığı düşman askerinin çenesine müthiş bir yumruk indirdi. Çenesi kırılan asker yere yığıldı. Çağrı Bey bu arada iki askere daha yumruk attı ama bunlar düşmanın kalkanlarında kaldı.

Yerdeki kılıcı alıp tekrar saldırdı tek hamle ile 3 askerin de bacaklarını kesti. Bacakları kopan askerler korkunç bir çığlık attılar. Geriye kalan 4 düşman askeri Çağrı Bey’in üzerine atladılar. Çağrı Bey bacağına bir kılıç darbesi aldı ama bir düşmanın daha kellesini almıştı. Suratı kan içinde idi omuzundaki yarayı unutmuştu bile geriye kalan 3 askere kılıcını sallıyordu. Başka birisi olsa gerçekten dayanamazdı, ama o Oğuzların beyi müthiş derecede dayanıklıydı.

Az sayıda askerleriyle çok fazla kalabalık muhteşem orduları yok etmiş bu askeri deha, şimdi tek başına savaşıyordu.

Bedeni tüm bu olanları kaldıramasada, Ruh yapısı savaşmaktan başka bir şey istemiyordu, Çağrı Bey var gücüyle kılıcını 3 kişinin üstüne savurdu. Birisi arkasına geçmek istedi ama buna izin vermedi. 3 askerde iyice kapandılar, çok kötü yorulmuşlardı. Çağrı Bey’in kılıç darberline karşılık kalkanlarını zor tutuyorlardı. Çağrı Bey delirmişçesine kılıcını savuruyordu.

Ve düşman askerleri kalkanlarını düşürdü. Çağrı Bey’in zekice kılıç oyunundan sonra kalkanlarını düşüren düşman hemen ardından kılıçlarını düşürdüler. Düşmanlarını silahsız gören Çağrı Bey, hafiften gülümsedi, sonra kaşlarını çattı ve elindeki kılıcı attı.

Adamlara doğru bağırarak, “kalkın ulan erkekçe dövüşelim, ben de sizi yiğit sanmıştım” dedi. Gardını tekrar aldı. Üzerine kimse gelmiyordu, o gitti. Direkt karşısındakine ön tekme attı, adam ağaca çarptı sonra yere düştü bayıldı Ne de olsa dövüşmeyi dedesi Selçuk Bey’den öğrenmişti.

Diğer ikisi çağrı Bey’e yumruk atmaya başladılar. Çağrı Bey kapanmıştı yumruk darbeleri gardında kalıyordu. Ama karnına çok kötü tekme yemişti. Hafif sinirlendi, üzerine gelen yumruktan sıyrılıp adamın burnuna yumruğunu indirdi.

Adamın burnu kırılmıştı. Çağrı Bey diğer askere 2 tane Türk Tokatı attı. Adam sersemledi ve yere yığıldı.

Kendisinden boy olarak uzun olan ve kalıp olarakta geniş olan adamı sanki genç bir kızı kucaklıyormuşçasına kaldırdı, omuzuna alıp sırt üstü yere vurdu. adamın kaburgaları kırılmıştı.

Atına atladı ve dört nala kardeşi Tuğrul Bey’in otağına doğru gitti.

Tuğrul Beğ’in otağına girdiğinde küçük Alparslan hemen babasına koştu. Çağrı Bey oğlu Alparslan’ı kuçağına aldı ve gülümsedi. Üzerindeki kanlar çoçuğun suratına bulaşmıştı. Tuğrul Bey “hemen yarana baktıralım, kim saldırdı?” diye sordu.

Çağrı Bey “Gazneliler” dedi ve ekledi “Artık Gaznelilerle kesin ve sert bir savaş yapmamız şart. Onları bozguna uğratmalıyız. Böylece Tüm Oğuzları birleştirip Bizans’a doğru saldırıya geçme vaktimiz gelir.”

Büyük-Seçuklu-Devleti

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir