YURDUM İNSANI! PRAGMATİST OLMA DA – BARİ KOMMENSALİST OL!

Kıymetli dostlarım, şimdi bu başlıkta nereden çıktı diyeceksiniz. Anlatayım. Çevremizi o kadar faydacı (Pragmatist) insanlar çevrelemiş ki güneşimizi dahi kesiyorlar. İş yapmamızı, hareket etmemizi hatta üretkenliğimizi baltalıyorlar. Sizler de düşünecek olursanız etrafınızda bu türden, yaşama sevincinizi tüm ışıltınızı alıp götüren insanlar olduğunu hatırlayacaksınız. Nâcizâne, bu sıkıntılı insancıklara bari, biz ve bizim gibilerden faydalanın da bari zarar vermeyin (Kommensalist olun) diyorum.
Bu iki terim üzerine ciltler dolusu kitaplar yazılıp, felsefeler yapılmış. Dilerseniz, bilgi dağarcığınızı şenlendirmek adına bu terimleri biraz açayım.
PRAGMATİZM:
Felsefede Faydacılık hem iyinin teorisi hem de doğrunun teorisidir. İyinin teorisi olarak faydacılık refahçıdır (Welfarist). İyi en fazla faydayı sağlayandır ve burada fayda zevk, tatmin veya bir nesnel değerler listesine göre tanımlanır. Bir doğru teorisi olarak ise faydacılık; neticecidir (Consequentialist). Doğru hareket en yüksek faydayı verendir. Bencil taraftan bakıldığında.

Faydacılık ilk olarak xvııı. yüzyıl İngiltere’sinde Jeremy Bentham ve diğerleri tarafından öne sürülmüştür. Fakat Epikür (Aipikuros) gibi antik Yunan filozoflarına kadar geri gidilebilir. İlk kez ortaya atıldığında iyi (tek taraflı) en fazla insana en fazla mutluluğu getiren şey olarak tanımlanmıştı. Ancak daha sonra Bentham iki farklı ve birbiri ile çelişme(karşı tarafa zarar veren) potansiyeli olan kavram içerdiğinden birinci kısmı atıp sadece kişi için “en büyük mutluluk prensibi” demiştir.

Hem Bentham’ın hem de Epikür’ün formulasyonu Hedonistik nedenselliğin farklı tipleri olarak düşünülebilir çünkü hareketlerin doğruluğunu sebep oldukları mutluluğa göre ölçüyorlardı ve mutluluğu zevkle tanımlıyorlardı. Ancak Bentham’ın formulasyonu ferdi olmayan bir Hedonizm’di. Epikür’ün kişiyi en mutlu eden şeyi yapmasını tavsiye etmesine karşılık Bentham herkesi en mutlu yapacak şeyi yapmayı uygun görüyordu.
John Stuart Mill “Utilitarianism” isminde ünlü ( kısacık) bir kitap yazmıştır. Mill bir faydacı olmasına rağmen bütün zevklerin aynı değerde olmadığını ileri sürmüştür. Zevkin nihai bir doruğu olmayıp “Mutsuz bir Sokrat (Sokrates) olmak mutlu bir domuz olmaktan yeğdir” sözü bu görüşünü anlatır.

Faydacılığı eleştirenler bu görüşün birkaç problemi olduğunu söylemişlerdir. Bunlardan biri değişik insanların (bencillerin) faydalarının karşılaştırılmasının zorluğudur. İlk faydacıların çoğu mutluluğun felisifik hesap (Felisific Calculus) ile sayısal olarak ölçülebilir karşılaştırılabileceğine inanıyorlardı ama pratikte bu hiçbir zaman yapılamadı. Değişik insanların mutluluğunun kıyaslanmasının sadece pratikte değil prensipte de mümkün olmayacağı ileri sürülmüştür.
KOMMENSALİZM:
Bir organizmanın(canlının) zarar görmeden diğer organizmalardan(canlılardan) fayda sağladığı iki canlı organizma arasında bir tür ilişkidir. Bir Kommensal tür, evcil hayvan türlerinden hareket, sığınma, besin veya destek elde ederek başka bir türe faydalar sağlar; bu da (çoğunlukla) yarar sağlamaz veya zarar görmez.
Kommensalizm, türler arasındaki kısa etkileşimlerden yaşam boyu yaşanan ortak yaşama kadar değişir.
Terim 1876’da Belçikalı paleontolog ve zoolog Pierre-Joseph van Beneden tarafından “karşılıklılık” terimi ile birlikte icat edildi. Beneden başlangıçta, atık yiyecekleri yırtıcıları takip eden karkas yiyen hayvanların faaliyetlerini tanımlamak için bu kelimeyi uyguladı. Kommensalizm kelimesi , “masa paylaşımı” anlamına gelen Commensalis Latince sözcüğünden gelir. Kommensalizm çoğu zaman ekoloji ve biyoloji alanlarında tartışılmaktadır, ancak bu terim diğer bilimlere de yayılmaktadır.
Günümüzde insanlar için de kullanılır hale geldi.
Şerefli yaratılmış (Eşref-i Mâhluk) olan insan, bırakınız zarar vererek emellerine ulaşmayı, karşılık beklemeden -ki burada şu hususu vurgulayayım; karşılık bekleyerek yapılan iyilik “Mel’un” bir hal olup tefeciliktir- yardıma koşan insandır.
Aziz dostlarım, yakınınızda her zaman menfaatsiz sizi seven dostlarınız olsun. Saygılar.
(Sır Dergisi Ağustos 2020 Yazım)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir