Türkler’de Toy ( Kurultay ) Geleneği

Türk tarihinin dünden bu güne kadar  devletlerini yöneten hakanlar , devlet idaresinde, danışmak, istişare etmek, temel düsturları olmuştur. Günümüzde temsili parlamenter sistemin temelleri böyle atılmıştır.

“Toy” kelime anlamı “kurul-toplantı”, “Devlet Kurulu ” anlamını taşır. Toyun diğere manası ise , eğlence ,bayram ve neşeli ortamdır.  Moğollarda düğün , eğlence, doğum günü ve evlilik merasimi de yine toy  , toplanan meclis kavramı olarak anılmıştır. Nitekim  “Toy” devlet işlerinin görüldüğü ve ardından yenilip, içilip, eğlenilen bir karnavaldır. Hakanlar  tarafından senenin belirli günlerinde, hükümdarlık alameti olarak devlet ileri gelenlerine , halka verilen ve resmi  olan ziyafettir.

Toyla aynı anlama gelen “Kurultay” kelimesinden de söz edersek. Moğolcada toplanmak, bir araya gelmek manasındaki “khuril, khural-khuri, kuril” köküne yine Moğolca “tai” ekinin ilave edilmesiyle türetilmiş bir kelime olan kurultay cümlesi zamanla Türk devlet meclisi “toy”un yerini almıştır.  13. yüzyılın ortalarından itibaren kaynaklarda geçmeye başlayan bu kelime toy yerine kullanılmaya başlanmış, toy ise yemeli – içmeli  eğlence için kullanılmıştır.

Asya Hun İmparatorluğu’nda  Mao-tun devrinde (M.Ö. 209–174) dini ayinlerin yapıldığı, halkın nüfusunun ve hayvan sayısının belirlendiği ve devlet işlerinin görüşüldüğü 3 büyük toplantı yapılmaktaydı. Hsiung-nu Devleti’nin Shan-yü ( Tan-hu) denilen hükümdarları karargâhlarında yılda üç defa birinci, beşinci ve dokuzuncu aylarda veya  yılbaşı, ilkbahar ve güz mevsimlerinde bu toplantılar yapılırdı.  Ayın beşinci günü “Vu” günü yapılırdı.

Atların kurban edildiği bir ibadet olan bu toplantı festival gibi yapılır kabile reisleri hazır bulunurdu.

İlkbaharda  Lung-ch’eng’da Ongkin Irmağı vadisinde (Karakum şehrinde) en önemli olanıdır.  Bu toplantıda bütün prens ve kabile reisleri toplanır, atalara, yere ve göğe kurbanlar verilir, ibadet edilirdi. Bütün büyük devlet işleri de görüşülürdü ve  ilkbahar toplantısı çok önemliydi. Bu toyda şunlar konuşulurdu : Askeri stratejik meseleler, dış politikayla ilgili işler, elçi kabulleri, yeni hükümdar (Shan-yü) seçimi. Bu toya prenslerin yanı sıra devletin ileri gelen memurları ve Hsiung-nu Devleti tâbiyetindeki beyler hazır bulunurdu. Bu katılmanın  biat ettiklerinin bir nişanıydı.  Katılmamak isyan sayılırdı .

Hsiung-nu Devleti’nde 3. toplantı  sonbaharda Tai-linde yapılandır. Savaşa hazırlık ve  sayım kurultayı da denilen  bu toplantıda halkın ve atların sayımı yapılır ve savaş kararı görüşülürdü.

Bu ayın önemi Çin’de harman zamanı olması atların gürbüz zamanları idi. Hunlar’da bu bölgelere  savaş kararlarının alındığı  mevsimdi.

Hunlarla beraber bütün Türk devletlerinde de bu tür toplantıların yapılıp, meclislerin toplandığını görüyoruz. Göktürklerde de bu toplantılar yapılırdı. Mayıs ayında ilkbaharda yapılan ve halkın da katıldığı toplantı yine çok önemliydi. Bu toplantılarda, at yarışları yapılır, şarkılar söylenir, kımız denilen içki bol miktarda tüketilirdi. Bu toplantı vesilesiyle kurulan mecliste de devlet işleri görüşülüp, yeni hakan seçimi yapılırdı.

Uygurların da aynı işlerinin görüşüldüğü meclisi vardı.  Bütün Türk devletlerinin de meclisi vardı.  Hun Devleti’nde  (Atilla) siyasi hayatta nüfuzları büyük asillerin oluşturduğu bir istişare meclisi devletin yönetiminde  söz sahibiydi.

Tabgaçlarda devlet ve nazırlar meclisi, Hazarlarda “İhtiyarlar Meclisi”, Peçeneklerde “Komenton” meclis ve Tuna Bulgarlarında“Millet Meclisi” vardı

Oğuzlarda  aynı amaçla işlev gösteren  Toy’lar düzenlenirdi. Bu toylar bir eğlence ve yemekli ziyafet olup, devlet işlerinin görüşüldüğü meclislerlerdi. Yönetime bağlı bireylerin de bir sadakat göstergesi olarak katıldığı bu törenler, Oğuzların içtimai ve siyasi hayatında önemliydi. Oğuzlar  “Tirnek” (Dernek) – Kengeş Toyu denilen meclisleri çeşitli vesilelerle toplar kararlar alırlardı. Oğuz toylarını diğerlerinden farkı bir diğer özellik de yemekten sonra davetlilerin, misafir bulundukları evi yağma etmeleriydi. Buna (Han-ı Yağma) denilmekteydi.  Bu gelenek  diğer Türk devletlerinde yoktu. Tabgaçlarda meclise yalnız nazırlar, Atilla Hunlarında asil beyler katılırdı.  Bu toplantıların festival kısımlarına halkta katılırdı. Bütün bu toylar  Hsiung-nu Devleti ve Orta Asya kökenli Türk devletlerinde rastlanır.Atilla Hunlarında toy aristokratlardan oluşur , Tabgaçlarda ise bakanlar kuruludur.

Toy’un Devlet Teşkilatı  Olması 

Türk devletlerinde hakanlar Tan-hu (Shanyü), Kağan, Han, Yabgu, İdi-kut, İlteber gibi isimler taşır ve devlet başkanı olarak devlet teşkilatının en üstünde bulunurlardı. Han’ın başlıca işlevleri devleti düzenlemek, varlığını korumak ve devamını sağlamak, halkın refahını sağlamaktır.  Han bütün bunları yaparken “Törelere”  (Törü) uymak zorundadır. Törenin kaynağı ise “halk, han ve toyudur.  Han yüksek ve tek otorite olmakla birlikte, töreye bağlı olmak zorunda idi ki buda Türk devletlerinin birer meşrutiyet olduklarını gösterir. Hakan seçiminin Toy tarafından yapılması ve hanlığın kabul edilerek meşrulaştırılması da bunu gösterir.

Toy, handan sonra devletin iç ve dış bütün sorunlarının görüşülüp kararlaştırıldığı yüksek bir kuruldur. Han Toy’un aldığı kararların hepsine uymak zorunda değildir , onun kararlarını dikkate almak zorundaydı.  Toy, hanın uygulamalarını kabul etmeyebilirdi. Örneğin, Göktürk Devleti’nde Bilge Kağan’ın (716–834) şehirlerin surlarla çevrilmesi ve Budizm ve Taoizm’in kabul edilmesi istekleri Toy tarafından reddedilmemiştir. Devlet meclisinin toplanması bir gelenek olup yılın belirli aylarında oluyordu. Hsiung-nu Devleti’nde her yılbaşı, ilkbahar ve son baharda kurultay toplanırdı. Fakat, hakan kendine bağlı beyleri “ok” göndermek suretiyle “okucu” denilen görevlileri ile davet ederdi.

Toy Üyeleri:

Toy’a katılanlara “Toygun” denilirdi. Kelime “Toy”a birlik, topluluk veya topluluk üyesi anlamına gelen “Gun” ekinin eklenmesiyle meydana gelmistir. Bir devlet meclisi olan Toy’a  hakan , hakanın karısı Hatun (Katun), Aygucı veya Üge, prensler ve buyruklar ile sadapıt, apa, erkin, tudun, ilteber denilen beyler katılırdı. Ama Toy üyelerinin sayısı hakkında bilgi yoktur.

Toy’un üyesi Hatun (veya Katun) hanın asıl karısıdır. Bu açıdan aileden ve Türk olması gerekirdi. Devlet işlerinde Hatunlar da söz sahibi idiler, devlet meclislerine katılırlardı. Ayrıca elçilerin kabulünde hazır bulunur, harp meclislerine iştirak ederek fikirlerini söyler, devletin iç ve dış politikasında düşünceleri önemsenirdi.

Ayguci da (Üge) Toygunlar arasındaydı. Hükümetin başkanı olan Aygucıların Toylardaki önemli idi. Çünkü Toy’da alınan kararların yönetilmesi işi doğrudan doğruya bu kişilerin sorumluluğundaydı. Aygucılar hanedan dışından, devlete yaptıkları yararlı hizmetlerle seçkinleşen, halkın sevip saydığı kişiler arasından seçilirdi.

Göktürk Devleti’ndeki Tonyukuk, Uygurlar’daki Kutluk bunlardandı. Aygucılar hükümdarın Toylarda bulunmadığı zamanlarda ve hükümdar seçimi yapılan Toylarda, Toy’un başkanlığını da yapmaktaydılar. Bey ve yüksek memur olarak Toy’a katılırlardı. Tarhan, Apa, Erkin gibi unvanlara sahip Toygunlar hizmetleri sayesinde yükselmiş Toy üyesi yüksek memurlardı.

 Toyun Yürütme Yetkisi:

Toy’da yeni kanunlar (töre) konur, savaşa, barışa karar verilir ve daha sonra alınan bütün bu kararlar uygulamaya konulurdu. Yani Toy yasama ve yürütme yetkilerine sahipti. Yürütme yetkisi, üyeleri olan Aygucı, Buyruk, Apa, Tarhan gibi yüksek devlet memurları tarafından kullanılırdı. Daha önce belirtilmiş olduğu gibi Aygucı icranın, yani hükümetin başkanıydı. O bu sıfatıyla alınan kararların icrasından birinci derecede sorumluydu. Yine aynı şekilde buyruklar da hükümetin üyeleri olarak yürütme yetkisini kullanırlardı.

Bizzat hakanın kendisi de Toy’da alınan kararlara uyar ve uygulardı. Toy’un yargı yetkisi ise olmasa gerektir. Senenin belirli günlerinde ve en çok üç kere toplanan bu kurulun adalet dağıtma işini yapması mümkün görünmemektedir. Adalet (könilik) işlerini gören mahkemeler “Yargan” denilen kişilerce yönetilir ve kanunları uygulanırdı. Yani yargı yetkisi hana bağlı olarak ayrı bir kurum tarafından yürütülürdü.

Toyun Yasama Yetkisi

Eski Türklerde devlet hayatını ve sosyal hayatı düzenleyen kural ve kanunlara Töre (Törü) denilirdi. Töre başlıca üç kaynağı vardı.  1. Halk, 2. Kurultay veya Toy, 3. Han. Hukuk kurallarından bir kısmı halk arasında nesilden nesile geçerek gelenekselleşmiş hukuk kurallarıdır bunlara “yusun” denilirdi.

2, Han’ın kanun yapıcıdır. Diğeri ise kurultay “Toy” tarafından konulan kurallardır.  Bu 3 kurum hukuk kurallarını ortaya koymakta olup, bu üç kaynaktan ikisi Toy ile ilgilidir. Toy’un bizzat kendisi töre koyardı, yani yasama yetkisi vardı. Hakan’ın töre koyması ise, tek başına değil yine Toy yoluyla olmaktaydı. Yeni töreyi meclis yani Toy kabul ederse yürürlüğe girerdi. Bunlar  Toy’un yasama yetkisinin bulunduğunu göstermektedir.  Toy’a kanun teklifi hakan tarafından yapılmakta ve kabul edilirse töreselleşirdi. Bu bakımdan Toy’un yasama yetkisini hakanla paylaştığını söylenebilir.

Hakan Seçimi ve Toylar

Türklerde han seçiminde devlet meclisinin rolü büyüktür. Tahtın boş kalmasından sonra tahta geçecek yeni hükümdarın kim olacağı konusunda kesin bir hüküm bulunmamaktadır. Hakanın en büyük oğlunun tahta geçmesi (Primogenitür sistemi) her zaman uygulanmamıştır. Bu hak genellikle hükümdar ailesi içerisinden en dirayetli ve liyakatlisine verimiştir. Bu sebeple varisler arası iktidar mücadelesi Türk Tarihi boyunca eksik olmamıştır. Tahta geçiş kimi durumlarda devlet meclisi tarafından yapılmaktadır. Bazen de mücadele sonucu tahta geçme hakkını elde edenin kurultay tarafından onaylanması seklinde olmaktaydı. Hsiung-nu Devleti’nde yeni Şan-yü’nun seçimi kurultay tarafından yapılırdı. Bu tür kurultaylar olağanüstü olarak çağırılırdı. Tahtın  varisi han olduğunda ise devlet meclisi Han’ın, hanlığını onaylamak ve meşrulaştırmak gibi daha çok formalite sayılabilecek bir işi yapmış oluyordu. Toy’a katılan tâbi beyler ve yabancı zümrelerin temsilcilerinin bizzat katılmış olmaları, devlete bağlılıklarını gösterdiği gibi yeni hükümdarı tanıdıkları anlamına gelirdi.

 

 

Moğollarda hanın ölümünden sonra yenisinin seçimi uzun müzakerelerle yapılmaktaydı. Yeni Han’ın büyük han sülaleleri tarafından tanınması için tahta çıkış törenine bunların hepsinin katılması gerekiyor ve bunun için kurultay toplanması gerekirdi.  Han’ın ölümüyle yeni Han’ın tahta çıkarılma töreninin yapıldığı kurultay arasında birkaç yıl geçiyordu. Arada geçen yıllarda ölenin hanımı hükümdar olarak kabul edilirdi. Türklerde  Tarihi boyunca Toylar yeni Han’ın seçiminde ve meşrulaştırılmasında önemli rol oynamış ve varlıkları Türklerde meşru bir yönetimin dayanağı olmuştur. Oğuz Türklerinde de hakan seçiminde devletin meclisi Toy’un etkili olduğu bilinmektedir. Osmanlının kurucusu Osman Bey’in böyle bir mecliste hükümdarlığa seçilmiştir.  Türkler İslam dünyasına girdikten sonra Toy geleneği terk edilmiştir. Toyların yerini  meclis ve divanların, Toyların han seçmesi yetkisine sahip olmadıkları bilinir.

Toy’un Mekanizması

Hsiung-nu ve Göktürkler’de devlet meclisi yılın belirli zamanlarında  festival, dini tören gerekçesiyle toplanmaktaydı. Oğuzlarda da Toy yılda bir kez ilkbaharda geleneksel olarak toplanırdı. Bu bakımdan toyların, hakanın çağırdığı zaman toplanması hususu net değildir. Ancak  hakan “okucu” denilen görevlilerle “ok” göndererek katılması istediği kişileri davet ediyordu.  Toylarda eski Türk geleneklerine göre sıkı bir devlet protokolü ve disiplini uygulanmaktaydı. Toylara devlet ileri gelenleri ve beylerinin yanı sıra halk da katılıyordu . Bu bakımdan belli bir disiplin gerekmekteydi. Eski Türk kabile teşkilatında “Orun” ve “Ülüs” töreleri bu meclislerde protokol ve düzeni sağlayan temelleri düzenlemekteydi. Mevki anlamına gelen Orun belirli kabilelere mensup insanların meclislerde ve büyük toplantılarda, Toylarda belirli yerlere oturması şeklinde olmaktaydı. Ülüs (Pay) ise Toylar ve toplu yemeklerde her ailenin ve kişinin kızartılan koyunun ya da yapılan yemeğin neresinden yiyebileceği, savaşlarda alınan ganimetlerdeki payının ne olduğu şeklinde düzenlemeler yapan kurallardı. Bu şekilde her grubun yer ve payları belirleniyordu.

Hsiung-nu Devleti’nde, Cengizhan Devleti’nde devlet meclislerine hanın soyundan olan aristokrat aileler ve tâbi kabile reisleri katılırdı. Toplantılarda öncelikle ibadetler yapılır , yemekler yenilir, kımızlar içilir, yarışmalar düzenlenir daha sonra meclis toplanarak görüşmeler yapılırdı.

Türk devletlerinde Hsiung-nu’lardan itibaren görülen devlet meclisi ve Toylar, devletin en önemli kararlarının alınıp görüşüldüğü kurullar olmuşlardır. Handan sonra devlet teşkilatında önemli bir yere sahip olan bu meclisler yasama ve yürütme yetkilerine sahiptirler. Yargı yetkileri ise belirgin bir şekilde görülmemektedir. Hanedan ileri gelenlerinden oluşan bu meclisler hakan seçme yetkisine de sahiptirler. Ayrıca, kanun yapma işinde hakanı denetlemekte ve onun yetkilerini zaman zaman kısıtlamaktadırlar. Bu yönüyle bu meclisler demokratik bir nitelik gösteriyorlar. Batıda bunlar konsüller şeklinde kendini göstermiştir. Türklerin İslama  geçmelerinden sonra kurdukları devletlerde görülen “Divân” geleneğinde ve “Meşveret” yönteminde de Türklerin bu eski meclislerinin tesiri belirgindir.  İslam dünyasına girdikten sonraki “Divân”ların eski Türk Toylarının demokratik niteliklerini kaybetmiş oldukları bilinmektedir. Eski Türk meclisi, üyelerinin temsili niteliği olması, yani kendi kabilelerinin iradeleri temsil etmelerini ve bu yolla Hakan’ın yetkilerini sınırlamalarının, bu meclisin demokratik niteliğini oluşturduğu halbuki  divan ve meşverette artık bu temsili niteliğin olmayıp, sultanın egemenliğinin gölgesinde toplandıkları görülmektedir.

Turani ülkeler ve Türkler  halen Kurultay geleneklerini devam ettirme çalışıyorlar. Kurultayın günümüzdeki versiyonu ; tanışma, kaynaşma, Türk kültürünü ve geleneklerini devam ettirme amaçlıdır.  2007 – 2008 ve 2010 senelerinde Macaristan da yapılmıştır , sembolik ve temsili olarak.

Aynı zamanda Kayseri’de (Tekir Yaylası ) yapılan büyük kurultayı da (Toy ) örnek olarak verebiliriz .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir