“İstikbal Göklerdedir.” Atatürk
Yazımıza T.C. Kurucusu’nun veciz sözüyle giriş yapmak istedik. Sebebi Yıldızlar savaşlarının başlangıcı olan bu çağda, kara ve deniz harekatlarının bitirici ve temel etkin gücü hava uçuşlarının olduğunu bilmeyen kalmadı. Uçak filoları kuvvetli ve etkin olan ülkeler kıtalar, adalar üzerinde söz sahibi olan yaptırımcı kuvvetli ülkelerdir. Peki kurulduğundan bu yana Ülkemiz nerelerde idi şimdilerde nerede?
Nuri Demirağ ilk uçak mühendisimiz Selahattin Alanı ortak ederek uçak inşa etmeye başladı. 17 Eylül 1936 Beşiktaş’ta bir ARGE atölyesi açarak işe başladı. Nuri Demirağ (1940-1944) yıllarında Türk malı uçaklar yapar. Bu uçaklar Amerikan yapımı uçaklarla boy ölçüşebilecek niteliktedir. THK, Beşiktaş’taki fabrikaya ilk olarak 65 adet planör, sonrasında 10 adet başlangıç eğitim uçağı sipariş etti. Planörler, 1937-1938 yıllarında tamamlanarak teslim edildi. Nuri Demirağ’ın Beşiktaş’taki fabrikada yapılan ve hiç bir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye’de olduğu kadar yurt dışında da büyük yankılar uyandırmıştı. Hele çift motorlu, barışta yolcu uçağı, savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini yerine getiriyordu Türklerin kendi uçaklarını kendilerinin yapması belli başlı uçak fabrikalarını endişelendiriyordu. İngiliz ve Almanlara göre Amerika’nın endişeleri daha büyüktü. Bu gün de olduğu gibi. Ancak Atatürk’ün vefaatından sonra bu alana talep azalmış devlet desteğini çekmiş Amerika’ya – Türkiye’ye uçak satması için – ön ayak olan kişi Ahmet Emin Yalman Acentalığıdır. 1939’da THK, sipariş ettiği 65 adet uçak zamanında teslimat yapılmaması gerekçeleriyle sözleşmeyi feshetti.
THK’nın almadığı bu uçaklar 16.000 uçuş yapar, senelerce uçar ve bir tek kaza dahi olmaz. 1941-44 yılları arasında ABD Türkiye’ye 95 milyon dolarlık savaş malzemesi vermiş ABD’den gelen malzemelere bir bedel ödenmemesine rağmen bu malzemelerin bakımı için her yıl bütçeden 400 milyon TL aktarılır. ABD, Yalman’a uçak sanayi konusunda temsilcilik verir.
Bu bağlamda şahsi çıkarlarlar memleket menfaatlerinin önüne geçmiştir. Ne hikmetse yakınlarının acentesi olduğunu bile bile Fransızlar da Yalman’a acentalık verir. Bu acentalığın uçaklarını alıp da Nuri Demirağ’ın uçaklarını almayan 1949’un Hava Kuvvetleri Komutanı şu vahim sözleri söyler: “Amerikan yardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar.” 1920’li ve 1930’lu yıllarda büyük fedakârlıklarla elde edilen savunma sanayi imkan ve kabiliyetleri kaybedilmeye başlanmış ve yurt içi siparişleri azalmış ve tüm bunlardan dolayı askeri fabrikalar ve sivil teşebbüsler 15 Mart 1950’de- ki kanunla kapatılmıştır. Nuri Demirağ, uçak sanayinde destek görse veya önü kesilmeseydi, Türkiye ekonomisi, globalleşme sürecinin neresinde olurdu acaba?
Sam amca gelişmemiş ülkemiz ve kişiliği oturmamış insanımıza balık verip balık tutmayı öğretmemiş ve kendine hep bağımlı kalmasını sağlamıştır. Çok sinsice.
Günümüzde Memleketimiz prangalardan kurtulma yolunda adımlar atmaya başlamış. Uyuyan dev uyanmış, gözü açılmış, ülke menfaatlerini şahsi çıkarlarından üstün tutan yöneticiler iş başına geçmiştir.
Burada benim şahsi yapılabilir projem şimdilik hayal olsa bile kısa bir sürede hayata geçecek olan ilk kez açıklayacağım teröriste karşı DNA takipli İmha İhaları olacaktır.
Düşüncem odur ki: Terörist dnalarının (onlardan – akrabalarından çünkü dağdakine ulaşamazsınız şehirdeki yakınlarından alabilirsiniz) örnekleri İha’lara kodlanarak tabii termal çözücüler sayesinsinde, dünyanın neresinde hangi inde olursa olsun nokta atışıyla bulunup imha edilmelerini sağlanması mümkün müdür? Mümkündür. Bizden söylemesi.
Terörden arındırılmış Cennet bir Türkiye için Vira Bismillah. Saygılarımla.