Merhaba Sabır Ayı

Eşrefimahlukun (insanın) yaşantısında eşitlendiği tek vakit oruç tuttuğu andır. Sebebi zengin fakir aynı zamanlarda birlikte aç kalıp beraber iftar etmeleri. Biz burada orucun faziletlerinden veya orucu bozan şeylerden bahsetmeyeceğiz.

Ramazan (oruç ayı) ayının sosyolojik ve pisikolojik olarak bizlere ne kadar etki edebileceği bir ay sonunda ne kadar olgunlaştıracağı kazanımlarımızın bir yıl hatta bir ömür boyu etkisinin sürüp sürmeyeceği. Neticede insanlara, etrafımızdakilere faideli olduğumuz ölçüde insanız. Veren el, ikram eden kişi, bağışlayan zengin, yardım eden komşu, şefkatli işveren, masum çocuk, kıymetli dost bunların hepsi orucun bir neticesi olmalı. Bakış açımız yardımlaşma, dayanışma, sağlıklı ilişkiler bu ayın neticesinde daha bir kuvvetlenmelidir. Yoksa Allah’ın(cc), kullarının ve kendimizin aç olup olmamaya ihtiyacımız hiç olmamıştır. Kişinin nefsine, gönlüne bir yol verip terbiye etmesi sonunda istikameti aydınlık dosdoğru olması temel amaç. Çünkü hayatın içinde kapsadığı alanlar açısından insanın yüzdelik dilimde ne kadarlık bir parçasının iyilik, güzellik, dürüstlük üzeri, ne olduğuna bakılır, Müsbet tarflarımızın oranı, menfi taraflarımızın en az iki katı olmamışsa biz istenilen manada tam bir kamil mümin olamamışız demektir. Zaten hayatımızın her anında yapacağımız mukayese ve muhasebede bu doğrultuda olursa başarılı olabiliriz.

Hayır ederken, yardım ederken içten dışa, yakınlarımızdan uzaklara, hatta memleketimizden dış ülkelere sınırlarımızı dairesel genişletmeliyiz. Bizi biz yapan değerlerimiz ülkemiz insanı olarakta infakımız, hayır hasenatımızdır. Konu komşu kollektif çalışıp açlıkla beraber gayrete gelerek araştırıp gerçek ihtiyaç sahiplerini ki onlar hakikaten söyleyemezler. Toplantılarımız sohbetlerimiz insanımızı her yönden bilgilendirip bilinçlendirmelidir. Birbirimize kenetlenip bağlanıp dayanışırsak, toplum huzurumuz artar sağlam olur.

Yeni nesillere örnek olabilmemiz bizzat yaşayarak öğretmemizden geçer. Hayata gözlerimizi kapadığımızda musallada hoca merhumu nasıl bilirdiniz diye sorar. Amaç merhumun ibadetlerinden ziyade kul hakkı alacak verecek borcunun olup olmamasıdır. Allah(CC) kulun şahsi ibadetlerini (Oruç, Namaz, Hac) kimseye sormaz vede paylaşmaz O’nunla kul arasındadır. Şehidin bile cennete geçiş biletini kullar arasından (kul hakkı olmaması ) veren bir din ne güzel, yüce ve toplumsaldır.

Hülasa Mümminikamil ve gerçek bir insan olmanın yolu insanların rızasından, onların hakkına tecavüz etmemekten geçiyor. Birbirimizi sevmedikçe(hakları gözeterek) gerçek iman etmiş olamayız. Malum iman etmeyince Cennet’e varamayız. Dostlar Cennet yolu insanlar arasından geçiyor. Anlaşılan birbirimize mahkumuz. Sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz. Hepimizin sabır ayı kutlu olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir