Mehmet Akif Ersoy’u Hakkıyla Yadetmek

mehmet_akif_ersoy

Akif; ümmeti ümmeti diyen peygamberin, milleti milleti diyen ümmetiydi. Vatan millet sevdalısı vakar, ciddi, serdengeçti ve cesur bir mebustu. Kuvvetli bir pehlivan öyle ki boğazı yüzerek geçebiliyor, Fatih’teki evinden kimi zamanlar Halkalı’daki Baytar Mektebi’ne yürüyerek gidiyordu.

Burada M.A.Ersoy’u biyografisiyle değil milletimize bakan yönüyle değerlendirmek istiyorum. Bazı nev-zuhûr yazar müsvetteleri ekranlarda onun ve NFK hakkında ileri geri salyalı sözlerinden dolayı bunu yazma ihtiyacı hissettim. Bahsi geçen zavallıya baktığımızda sefil hayatının yanında bu milletin hayrına bırakın bir şey yapmayı zihinleri bulandırması da cabası. İnsana sorarlar be hey guraba hangi sözün milli, hangi hareketin İstiklal mücadelesi diye. Güya hafife alıp çamur attığı  zevatlar birer ekol, idealist insan yetiştiren değerler. İnsan biraz nadim olur, haya eder yahu hangi eserinle anılıyorsun bırak milli olmuş ilk mektepte okunan bir şiirin var mı? Neyse aziz dostlar bu gibi münasebetsiz haddi aşanlar her devirde çıkar. Sinir kimyanızı daha fazla bozmayayım.

Akif merhum bırakın Müslümanlardan yardım adı altında para toplayıp zimmetine geçirmeyi, hak ettiği birincilik parasını almayıp milletime hediyemdir diyerek emanet paltoyla kışı geçirecek kadar onurlu, izzetli bir ecdadımızdı.

Kış kıyamet Üsküdar’dan hava muhalefetine rağmen, Fatih’e sandal kiralayıp geçmiş sözleştiği arkadaşının kendisini pijamayla karşılayıp hayretini görünce;”Sözümün eri olduğumdan şüphen mi var.” deyip uzunca bir süre onunla konuşmamıştır.

Kıymetli bir dostuyla akitleşmesi neticesinde onun vefatından sonra merhumun eşi ve çocuklarının bakımını uzun yıllar üstlenmiştir.

Nefsi için yaşamış sanatçı ve şairlerin bu ülkede heykeli dikilip, ölümsüzleştirilip göklere çıkarılırken Akif’in kabrinin  bilinmemesi, vefaat tarihinin dahi hatırlanmaması çok buruk ve incitici.

Vicdanımıza sormamız gerekli; onun yaptıklarının hangi birini yapacak cesaret, kuvvet ve kudretteyiz.

Hakkıyla tanıyıp bilemedik affet bizi eyy şairi şuara yarın hakkın divanında, Mahkeme-i Kübra’da lütfen bizden şikayetçi olma.

Edvarada yetmez o kitap.

Seni ancak ebediyetler eder istiab.

Saygılarımla…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir