Kader De Geç Keder Etme

İnsan ömrü netice itibariyle göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süreç. Üzüntülü, neşeli ve şen şakrak her durumda sona ulaştırıyor. Öyleyse bu koşuyu keyifli ve en az zayiatla bitirmek bir maharettir. Yaşadığımız hadiseler karşısında kendimizi yıpratsak, yorsak ne yazar, ancak kendimize zarar. Öyleyse felaketler karşısında serinkanlı olabilmek, durup düşünmek (çok zor ama ) itidalli doğru kararı verebilmek hadiseyi lehimize çevirecektir.

Teslimiyetçi bir anlayış huzurlu, sükun içinde olmamızı sağlayıp, iyi bir rota çizmemizi kolaylaştırır. Teslimiyet burada sadece felaket ve kötülükler karşısında değil çalışmalarımız günlük hayatımız ve ilişkilerimizde bizi rahata eriştirir. Yanlış anlaşılmasın burada tembellik ve kolaycılığı kastetmiyorum. Elimizden gelen gayreti sarf ettikten sonra tevekkülle işi oluruna bırakıp üst makama havale etmektir meramım.

Elhasıl, netice itibariyle kısacık ömrümüzde kimseyle harp halinde olarak kendi iç dünyamızla kavgalı agresif yapıda sirke gibi bir ömür sürmenin ne kendimize ne etrafımızdakilere hayrı dokunmaz.

Unutmayalım münferit aciz halimizle cürmümüz kadar yer yakabileceğimizi hep hatırlarsak boyumuzu aşan kadere dokunan işlere soyunmayız. İnsanın en güzel hali haddini bilip edebiyle saygılı, mütevazi bir hayat sürmesidir. Aksi takdirde etrafımızdaki bütün fincancı katırlarını ürkütüp, çuvallarca inciri berbat ederiz.

Güzel günleri hayal edip ulaşmak amacıyla, kötü günlere sabredelim. Kim bilir yarının bizlere ne gibi güzellikleri sakladığını. Bu gününüzün dünden, yarınınızın bu günden güzel olması dileğiyle. Esen kalın. Saygılar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir