Bayram Tatili mi? Tatil Bayramı mı?

Aziz dostlarım günümüzde tüm kavramlar ve adetler iç içe geçmiş birbirine karışmış vasziyette. Bu yazımda sadece bayramın anlamı değil insani ve vicdani münasebetlerimize değinmek istiyorum.

Günümüzde kaybolan sadece tebrik kartları , bayram şekerleri , büyüklerin ziyaretleri ve çocukların sevindirilmesi değil ; akrabalık ,dostluk, komşuluk gibi değerler kaybolmuş insanlar yollarda ölme pahasına aylar öncesinden borç harç oteller , tatil yerlerinden rezerve ediyorlar. Sefil ve tüketim çılgını insanımız gittiği beldelerden nev-izuhur tabirle selfi yapabilmek için birbiriyle yarışıyor. Neden bu şimarıklık,  görmemişlik örf ve kültür yozlaşması.

Tanıdığım bir fakir-el hakir gariban borçlanarak tatile gitti . Ha bu arada kapı komşusu anne ve babasını bayram sabahı ziyaret etmeyip bayramlaşmadan hırsız gibi kaçarak tatile çıktı. İyi güzel aslolan bunların dışında adam dönüşünde bir hafta tatile doymadık , fazla borç para bulsak iki hafta yapacaktık demez mi ?

Bu gibi bi-çareleri bu hale kim getirdi? Eğitimsizlik, kültüründen uzaklaşmak , özendirmek ve insanlık ,adamlık , kalite gibi erdemlerin bu adamın ihtiyaçlarının ve gösteriş budalalığının gerisinde kalması. Malesef toplumun kahir ekserisi bu sakil halde hayat sürüyor. Mamafih hal böyle olunca kokuşmuş vaziyetteyiz.

Biraz tahattur yapıp maziye göz atalım geçmişte nasıldı insanımız ve bayramlarımız.

Eskilerde arefeden önce şerefe kutlanır , bırakın sağları kabristanlar dolup taşar ölmüşlerimize dua ve mevlütler okutulurdu.

Bayram gelmeden hazırlıklar başlar, arefe günü bayram gibi karşılanırdı. Günler öncesinden temizlik yapılır, tatlılar hazırlanırdı. Şimdilerde sıradan bir gün bekler gibi karşılanıyor. Herkes evde misafir beklerdi. Şimdilerde fırsat bulan tatile kaçıyorken eski bayramlarda herkes evde misafir beklerdi. Bayramda ekmek çıkmaz; fırınlar çalışmazdı. Tek bir Bayram gazetesi çıktığından gazeteciler de bayram tatili yapardı. Büyükler evlerinde yalnızca misafir bekler, küçükler ziyaret için gezerdi. Süper marketler yoktu; mahalle esnafına gidilirdi.Şimdilerin büyük marketleri yoktu; mahallenin küçük esnafına gidilirdi. Mahalle bakkalından çikolata alınır; yine mahalle eczanesinden kolonya veya esans doldurulurdu. Herkes yeni kıyafetler giyerdi. Bayramlıklar hevesle hazırlanırdı; büyük küçük demenden, herkes yeni kıyafetle bayramı karşılardı. Herkesin yeni kıyafet alacak durumu da olmadığında, bayramlık almak da giymek de fazlasıyla kıymetliydi. Bayramlıklar başucunda saklanırdı.Sabah erkenden kalkılır, bayramlıklar giyilir; ardından ailece kahvaltıya oturulurdu. Bayramlar tatil değildi; tatile gitmek yerine büyükleri ziyarete gidilirdi. Komşular, akrabalar gezilirdi.
Çocuklar için bayram ayrı güzeldi. Hepimizin unutamadığı bir bayramı mutlaka vardır.
” Bayram yeri” tabirini duymuşunuzdur . Eminim nereden geldiğini dahi pek çoğumuz bilmiyoruz. Eskilerde köy ve mahalle ahalisi toplu bayramlaşma kaynaşma , barışma amacıyla bulundukları beldenin en havadar güzel yerinde bir araya gelirler , bayarmlaşırlar konuşurlar , çocuklar oynaşır ve yemekler , tatlılar yenilirdi. Biraz daha eskiye götüreyim sizleri:
Müsahipzade Celal, “Eski İstanbul Yaşayışı”nda (İletişim Yayınları, 1992), bu faslı şöyle anlatıyor: “Camiden çıkan halk arasında sohbet erbabı ağaç altı kahvelerine, saz söz ehli olan saz şairlerini dinlemek için Çemberlitaş civarındaki Tavukpazarı saz şairleri kahvelerine, çiftenağralı, çığırtmalı, zillimaşalı, darbukalı zurnalı semai kahvelerine dağılırlar, herkes kendi zevkine göre hoşça vakit geçirirdi.” Müziğin eğlence, eğlencenin haram sayıldığı şu günlerde bu da çok fantastik değil mi? İslam’ın bir hoşgörü dini olduğunu ısrarla tekrarlayanlar, hoşgörüden en uzakta olanlar. Hoşgörü demişken, Müsahipzade Celal, şu ifadeyi de kullanmış: “İyd-i fıtr-ı Ramazan da dediğimiz Şeker Bayramı…” Bu alıntı, “şeker bayramı” lafını yeni icat sananlar için. Bilakis, ayrıştırmak için kullanılan “Ramazan bayramı” ifadesi yeni.
Kıymetli dostlar yeni – eskinin hep düşmanı olmuştur. Bu nedenle içimizdeki çocukluk , gençlik kırıntılarımızı bir araya getirip mazimize yelken açıp çocuklarımıza , çocukluğumuzda yaşadıklşarımızı yaşatalım lütfen.
  Hepimize bayram tadında bir bayram diliyorum , yazımı güzel bir beytle tamalıyorum. Saygılarımla.

BAYRAM O BAYRAM OLA

Can bula cânânını
Bayram o bayram ola
Kul bula sultânını
Bayram o bayram ola

Hüzn ü keder def ola
Dilde hicab ref ola
Cümle günah af ola
Bayram o bayram ola

Tevhîd ede şevk ile
Hakk’ı seve şevk ile
Tasdîk inerse dile
Bayram o bayram ola

Dildeki Rahmân olur
Dertlere dermân olur
Âzâde fermân olur
Bayram o bayram ola

Lütfî’ye lutf u kerîm
Erişe Rahm-i Rahîm
Ber murâd ede fehîm
Bayram o bayram ola

Alvarlı Efe Hazretleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir