Bu konuya değinirken aslında seyrettiğim bir film ve okuduğum roman (Rüzgar Gibi Geçti Gone With the Wind) kahramanı-Vivien Leigt-(Scarlett O’Hara) hanımefendiyi örnek vermeyi düşündüm.

Amacım dünyada binlerce benzer kahraman varken bunu vermemdeki gayem; defalarca çocukluğumdan bu tarafa aynı heyecan ve zevkle izlediğim bu filmde hep yeni şeyler buluyorum, öğreniyorum. Hikaye S.O. hayatınıı konu almaktadır. Ancak romanın arka planında Amerikan iç savaşının çirkin ve soğuk yüzü vardır. Savaşın geride bıraktıkları, şehirlerin yeniden imarları, köleliğin kaldırılmasıyla birlikte sosyal düzenin değişmesi vardır. Uzayıp giden kuzey-güney savaşı içerisinde  Ashley Wilkes’e aşık olan ve aşkına karşılık bulamayan S.O. yaptığı üç evlilik ve hayatla olan mücadelesi konu ediliyor. Burada bizi alakadar eden mücadelenin rengi.

Sevdiği adam Ashley Wilkes’in standart ve çizgisine uymamasından dolayı reddilmesi onu 12 yıllık bir serüvene sürüklemesi üç evlilik, ekonomik sıkıntılar S.O. tam bir olgun hanımefendi ve aşık olduğu adamın tarzına uygun bir bayan haline getirmiştir. Neticede seven bir bayanın istikrarlı kararlı hedefini belirlemiş insanların (bedel ödeyerek) neleri başarabileceklerini anlatan başarılı bir roman(899 s) Oscar’lı bir film – 3 saat 58 dakika (14 dalda Oscara aday 9 dalda ödülleri toplayan) Roman ve senaryo arasında farklılıklar var ama bu film çekimi izleyici için gerekli. Okuyun izleyin. Vazgeçmeyin. Hayatta mücadele ettiğiniz ölçüde varsınız. Hep mücadele etmeniz ve varolmanız dileğimle.

Saygılar.