teşkilatı mahsusa

SON OSMANLI CASUSU( Sudanlı Hamal Musa)

HARDUMA: TEŞKİLAT-I MAHSUSA 3
Osmanlı için yaşamış bir Sudanlı.
Teşkilat-ı Mahsusa’nın lideri Kuşçubaşı Eşref’in emir eri Sudanlı Zenci Musa…
Aslen Sudanlı olup Girit’te doğan bu yiğit adam, dedesi tarafından Mısır’da yetiştirilmiş ve Osmanlı nerde savaştıysa orada çarpışmıştır.
Libya, Balkan Savaşları, Çanakkale, Kudüs, Yemen ve İstiklal Savaşında büyük bir gayret ve kahramanlıkla Osmanlı için çarpışmıştır.
Zenci Musa, Libya’da Kuşçubaşı Eşref’le tanışır ve birbirlerinden hiç ayrılmazlar artık. Kuşçubaşı’nın emir eridir, en güvendiği adamdır artık o. Kuşçubaşı’yı adeta babası gibi görür kendi ifadesiyle.
Libya’daki mücadeleden sonra Batı Trakya Cumhuriyeti’nin kurulduğu ve Edirne’nin tekrar alındığı savaşta en önde çarpışanlardandır yine.
Onu çok önemli bir görev daha beklemektedir.Atatürk Teşkilat-ı Mahsusa Üyesi miydi? - YouTube
300 bin altının Yemen’de görev yapan Ahmed Tevfik Paşa’ya teslim edilmesi gerekmektedir. Bu görev Kuşçubaşı Eşref’e verilmiştir.
Kuşçubaşı Eşref’in emir eri olan ve bu önemli görevde yer alan Musa, Eşref Bey’in Hayber civarında esir düşmesine ve İngiliz kuvvetlerine rağmen 300 bin altını Yemen’de savaşan 7. Ordu Komutanı Ahmet Tevfik Paşa’ya teslim etmeyi başarmıştır.
Çok mütevazi ve kanaatkârdır.
Bir ikindi vakti Beyazıt Camii’nde kendisini Yemen’den tanıyan Ali Sait Paşa ile karşılaşır. Ali Sait Paşa: “Musa, bu vatana çok hizmet ettin, emeklilik için dilekçe ver kabul edeyim.” der.
Zenci Musa şöyle bir etrafına bakar ve “Paşam, ben bu fakir milletin parasını kabul edemem. Ben savaş halinde bir devlete yük olamam.” der ve kabul etmez.
Hamal kâhyalığı teklif edilir ama bu işi dâhi, gücünün yerinde olduğu ve o işi daha yaşlı birisinin yapması için reddeder. Hamallığa razıdır. İstanbul’da Galata Gümrüğü’nde hamallık yapar.Şükrü Alnıaçık: Teşkilat-ı Mahsusa'nın Son Kurşunu! (*)
İstanbul’un işgal altında bulunduğu günlerde İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington, Galata Gümrüğü’nü gezdiği sırada hamallık yapmakta olan Zenci Musa’yı görür. 300 bin altını ellerinden kaçıran adamın o olduğunu öğrenince ona bir teklif yapar ve “Bizimle çalışırsan seni altına boğarım” der.
Aldığı cevap adeta bir Osmanlı tokadıdır. Musa Bey : ” Her teklif herkese yapılmaz. Bu teklifiniz beni ancak rencide eder. Benim devletim Osmanlı’dır. Benim bir bayrağım var, ay yıldızlı al bayrak. Benim bir kumandanım var, Kuşçubaşı Eşref. Bu iş bitmedi, sizinle mücadelemiz daha bitmedi.” der.
Galata Gümrüğü’nde hamal sıfatıyla Anadolu’ya silah kaçırmada da görev alarak yine hizmetlerde bulunmuştur. Bunca mücadele sonrası, 2 metrelik iri yarı cüsseli bu kahramanın bünyesi zayıf düşer verem olur.
Yaşamının son yıllarını Üsküdar Özbekler Tekkesi’nde geçirmiş ve burada 1919 yılında vefat etmiştir. Defin işlemi için gelenler bavulunda yalnızca bir Kur’an-ı Kerim, çok sevdiği Eşref Bey’in resmi ve kefen bezi ile bir Osmanlı haritası bulmuşlardır.
Rahmetle anıyorum…
Bir 1 kişi ve sakal görseli olabilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir