İLLUMİNATİ NEDİR? DÜNYAYI YÖNETEN 13 AİLE

 

Johann Adam Weishaupt (1748-1830)

İlluminati, uzun yıllardır çok sayıda komplo teorisinin merkezinde. Bu teorilere inanan birçok kişi, İlluminati’nin tarihte büyük devrimlerden suikastlara kadar birçok olayın arkasında bulunduğunu, nihai amacı dünyayı ele geçirmek olan gizli ve çok güçlü bir yapı olduğunu düşünüyor.
Oysa İlluminati hem 245 yıl önce kurulmuş hem de komplo teorilerinin merkezindeki bu hayali topluluğa verilen isimdir.
Peki ama İlluminati gerçekte nasıl bir oluşumdu? Dünyayı kontrol ediyorlar mıydı? Tarihin bu en çekici ve gizemli topluluklarından biri hakkında bilinenleri 12 madde halinde siz okuyucularıma veriyorum.

1. Gerçek İlluminati Nedir?

İlluminati Düzeni veya İlluminati, bugün Almanya’nın bir parçası olan Bavyera’da hukuk profesörü Adam Weishaupt tarafından kurulan gizli bir topluluktu.
1776-1785 yılları arasında faaliyet gösterdi. Başlangıçta üyeleri kendilerini “mükemmeliyetçi” olarak tanımlıyordu.
Grup, Aydınlanma Dönemi ilkelerinden ilham alıyordu.
Weishaupt, aklın ve eğitimin öne çıkarılmasını savunuyor ve hurafeler ve dinin etkisinin toplum üzerinden kaldırılmasını istiyordu.
Weishaupt, Avrupa’daki devletlerin yönetim biçimini değiştirmeye, dinin devlet üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaya ve insanlara yeni bir “aydınlanma” kaynağı sağlamaya çalışıyordu.
Bavyera’daki İlluminati’nin ilk toplantısının 1 Mayıs 1776’da Ingolstadt yakınlarındaki bir ormanda yapıldığı düşünülüyor. Bu toplantıda bir araya gelen beş kişi, kurulan gizli düzenin kurallarını belirledi.
Zaman içerisinde, grubun hedefleri de siyasi kararları etkileme ve monarşi ile Kilise gibi kurumları zayıflatmaya yöneldi.
İlluminati’nin bazı üyeleri, cemiyete yeni isimler katmak için Masonlara katıldı.
Adını Antik Roma’da bilgelik tanrıçası Minerva’dan alan kuş, bu cemiyetin de sembolü oldu.

2. Masonlarla İlişkisi

Masonlar, aslında temeli Orta Çağ’ın taş ustaları ve katedral inşaatçılarının loncalarına dayanan bir kardeşlik cemiyeti.
Aralarında ABD’nin de olduğu bazı ülkelerde, Masonlar konusunda ezelden beri belirli bir paranoya var. Hatta ABD’de 1828’de, Mason Karşıtları Parti olarak da bilinen bir siyasi hareket bile ortaya çıktı.
İlluminati’nin ilk dönemlerinde çok sayıda Masonu da üye aldığından, bu iki grup sıklıkla birbirlerine karıştırıldı.

3. Nasıl Üye Olunuyordu?

İlluminati’ye birinin kabul edilmesi için diğer tüm üyelerin rıza göstermesi gerekiyordu.
Üyeliğin diğer şartları varlıklı ve iyi bir itibara sahip olmak olarak sıralanıyordu.
Ayrıca, İlluminati üyelerinde hiyerarşik bir sistem vardı.
İlk girişte “çaylak” unvanı veriliyordu. Bu aşamanın ardından “çırak” ve daha sonra da “aydınlanmış” çırak olarak ilk aşama tamamlanıyordu.
Ancak daha sonra bu yapı daha karmaşık bir hale getirildi ve üyelik sürecinin tamamlanması 13 aşamaya çıkartıldı.

4. Üyelik İçin Ritüeller NELERDİR?

Bu yapının birçok ritüele sahip olduğu bilinse de bunların tamamı halen gün yüzüne çıkmış değil.
Bilinenlerden birisi üyelerinin, gerçek kimliklerini saklamak için takma isimler kullanması.
Aradan geçen zaman içerisinde bulunan bazı belgeler, bu yapının da işleyişine ışık tuttu.
Çaylakların üst seviyelere çıkabilmesi için şu adımları atması gerekiyordu:
Sahip oldukları tüm kitaplar hakkında bir rapor hazırlamak,
Zaaflarının listesini yapmak,
Düşmanlarının isimlerini vermek.
Çaylaklar, üyeliğe kabul öncesinde kişisel çıkarlarını toplumun iyiliğine feda edeceklerine söz veriyordu.

5. Her Şeyi Gören Göz Nedir?

Üçgen içinde bir göze benzeyen bir sembol olan “Her Şeyi Gören Göz”, dünyanın birçok yerinde kiliselerde, Mason binalarında ve ABD dolarının üzerinde yer alır.
Bu sembol her ne kadar Masonluk ile ilgili görülse de, çoğu zaman dünyayı kontrol ve gözetleme sembolü olarak İlluminati ile de ilişkilendiriliyor.
Bu sembol, aslında Hristiyanlık’ta da var. “Her Şeyi Gören Göz” Tanrı’nın gözünü insanlığın üzerinde tutmasını temsil etmek için kullanılıyor. Bu nedenle de sembole “Tanrı’nın Gözü” de denebiliyor.
Ancak bu sembol 18’inci yüzyılla birlikte farklı şekillerde de kullanılmaya başlandı. Örneğin, 1789 Fransız Devrimi’nin ardından Kurucu Meclis’te kabul edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’nin Jean-Jacques-François Le Barbier tarafından yapılan görsel tasvirinde de bu sembol yer alıyor.
Bildirinin tasvirinde kullanılan bu sembol, yeni demokratikleşmiş bir ulusun gelişimini takip eden koruyucu bir aklı temsil ediyor.
Bu sembolle, İlluminati arasında resmi bir bağlantı bulunmuyor. Bu ilişkilendirmenin, İlluminati’nin, bunu Tanrı’yı temsil eden bir sembol olarak kullanan Masonlara benzetilmesi ve hatta bazı durumlarda bu iki cemiyetin birbirine karıştırılmasından kaynaklandığı düşünülüyor.

Piramit ve “Her Şeyi Gören Göz” sembolü ABD’nin resmi amblemi ve paralarının üzerinde de yer alıyor

6. Dünyayı Ele Geçirdi mi?

Bugün dünyanın İlluminati tarafından kontrol edildiğine inanan insanlar var. Bu kişiler, İlluminati’nin çok ama çok gizli bir cemiyet olduğunu ve yalnızca az kişi tarafından bilindiğini düşünüyor.
İlluminati’nin birçok üyesinin Mason cemiyetiyle de ilişkisi olduğundan yapının ne kadar başarılı olduğunu anlamak güç.
Birçok tarihçi, aslında bu cemiyetin faaliyet gösterdiği dönemlerde de çok da fazla etkili olmadığını düşünüyor.

7. Ünlü Üyeleri Var mıydı?

1782’ye gelindiğinde cemiyet, 600 üyeye ulaşmıştı.
Bu üyeler arasında eski bir Mason olan Alman Kraliyet Ailesi’nden Baron Adolph von Knigge gibi isimler de vardı.
Von Knigge, cemiyetin örgütlenme yapısının ve genişlemesinin şekillenmesine yardımcı olmuştu.
İlk dönemlerinde cemiyetin üyelerini yalnızca Weishaupt’ın öğrencileri oluşturuyordu.
Ancak zaman içerisinde doktorlar, avukatlar ve dönemin aydınları da bu cemiyete katıldı.
1784 yılında ise cemiyetin üye sayısı 2 ile 3 bin aralığında veriliyor.
Bazı kaynaklar ünlü yazar Johann Wolfgang von Goethe’nin de bu oluşumu katıldığını söylese de bu iddia henüz kanıtlanmış değil.
8. İlluminati Kendini NEDEN Gizliyor?

Bavyera Dükü Karl Theodor, 1784’te daha önce kanunla kuruluşuna izin verilmemiş tüm toplulukları yasakladı ve ertesi yıl da İlluminati’yi açıkça yasaklayan ikinci bir karar çıkardı.
İlluminati üyesi olduğundan şüphelenilen kişiler tutuklandı. Bu operasyonlar sırasında şüphelilerde ateizm ve intihar gibi fikirleri savunan ve kürtaj yapma sürecinin detaylarının yer aldığı o dönem suç niteliği taşıyan bazı belgelere ulaşıldı.
Elde edilen bu belgeler, grubun hem devlet hem de Kilise için bir tehdit olduğu inancını pekiştirdi.
Bu dönemden sonra İlluminati Düzeni de ortadan kalktı. Ancak bazıları varlığını halen sürdürdüğüne inanıyor.

9. Adam Weishaupt’a Ne Oldu?

Adam Weishaupt, Ingolstadt Üniversitesi’ndeki görevinden alındı.
Bavyera’dan sürgün edildikten sonra hayatının geri kalanını Thüringen-Gotha’da geçirdi ve 1830’da öldü.

10. İlluminati Efsanesi Neden Krallığını Sürdürüyor?

İllüminati, bir cemiyet olarak dağıtılmasının hemen ardından hakkında bir dizi komplo teorisi yayılmaya başladı.
Fransız yayıncı ve Cizvit din adamı Abbé Augustin Barruel, 1797’de İlluminati Düzeni gibi gizli toplulukların Fransız Devrimi’ne öncülük ettiğini öne sürdü.
Bundan bir yıl sonra ABD’nin ilk Başkanı George Washington’ın yazdığı bir mektupta İlluminati tehdidinin savuşturulduğu yönündeki ifadeleri, bu cemiyetin gizlice varlığını sürdürdüğünün işareti olarak yorumlandı.
Daha sonra bu cemiyeti kınayan kitaplar ve dini vaazlar ortaya çıktı. ABD’nin üçüncü başkanı Thomas Jefferson, haksız yere bu cemiyete üye olmakla suçlandı.

11. İnsanlar Bugün Neden Halâ İlluminati’ye İnanıyor?

Dünya üzerinde hakimiyet kuran bir örgüt olarak İlluminati fikri, hiçbir zaman geçerliliğini yitirmedi ve bugün bile halen popüler kültürde kendini gösteriyor.
1963 yılında “Principia Discordia” başlığıyla, “Discordianism” adı altında alternatif bir inanç sistemini oluşturmayı hedefleyen bir metin yayımlandı. Anarşizm ve sivil itaatsizlik çağrısı yapan bu grubun destekçileri arasında yazar Robert Anton Wilson da vardı.
Discordianismin bazı destekçileri, bazı dergilere gönderdikleri ve içeriğindeki iddiaların doğruluk niteliği taşımadığı mektuplarda John F. Kennedy suikastı gibi olayların İlluminati’nin işi olduğunu öne sürdü.
Wilson daha sonra Robert Shea ile birlikte kült haline gelen ve Dan Brown’ın Şeytanlar ve Melekler kitabı gibi yeni bir komplo kurgu türüne ilham veren “The Illuminatus! Trilogy” adlı bir kitap yayınladı.
Zamanla İlluminati ile Satanizm ve diğer bazı başka yapılanmalar arasında da ilişkiler kurulmaya çalışıldı.

12. Yeni Dünya Düzeni Nedir ve İlluminati İle Nasıl Bağlantılıdır?

Yeni Dünya Düzeni adı verilen komplo teorisi, dünyanın bir grup seçkin tarafından yönetildiğine inanıyor ve meydana gelen birçok olayın bu grubun bir planı olduğunu düşünüyor.
Çok sayıda ABD başkanına ek olarak, Beyoncé ve Jay-Z gibi birçok ünlünün de bu grubun üyesi olduğu öne sürülüyor. Bu isimlerin ikisi de haklarındaki iddiaları yalanlıyor.
Emma Slattery Williams /BBC Tarih Birimi/ 22 Haziran 2021

Not: Ayrıca aşağıda benim faydalandığım kayanaklara bakabilirsiniz.
Línea/Masonların bilinmeyen tarihi
‘Gizli el sıkışmalardan’ defilelere: İngiltere’de masonluğun 300. yılı
Cecil Hotel ve Netflix belgeseliyle gündeme gelen sırlar: Elisa Lam nasıl kayboldu?
Yoga ve komplo teorileri arasında nasıl bir ilişki var?
Mızraklı ‘QAnon Şamanı’, Trump aleyhinde ifade vermek istiyor: ‘Bize ihanet etti’
QAnon: Trump’ın kurtarıcı olduğuna inananlar Biden’ın başkanlığının şokunda
Birdwatch: Twitter’ın gerçek dışı ve yanıltıcı içerikle mücadele amacıyla başlattığı pilot uygulama

13 SAYISI VE COVİD SALGINI

2020’ye girişle başlayan Koronavirüs salgını dünyanın çok sayıda ülkesinde çok sayıda kişinin ölümüne neden olurken, binlerce insan karantinada tutuluyor.
Tüm dünya virüsle mücadele için çeşitli uygulama ve yöntemlere başvururken, 2010 yılında Yahudi zenginler olarak Rockefeller ailesine ait vakfın virüsü bildiği ortaya çıktı.
‘Teknoloji ve Uluslararası Kalkınmanın Geleceği için Senaryolar’ adını taşıyan rapor bir süre vakfın internet sitesinde yayımda kalırken, daha sonra bilinmeyen bir nedenler yayımdan kaldırıldı..
Global Business Network (GBN) yayımlanan raporda 2030 yılına kadar birçok gelişmeden bahsediyor.
Raporda, ‘Yıllardır öngörülen küresel salgın geldi.
Hızla yayılan virüs, salgınlara en hazırlıklı ülkeleri bile altüst etti’ ifadeleri yer alırken, virüsten ilk olarak Çin’in kurtulacağı yazıyor.
Dünya üzerinde herkesin hemfikir olduğu konulardan biri de dünya düzenini elinde tutan belli başlı insanların olduğudur. Fakat ilginçtir ki bunlar aslında asırlardır ayakta kalan ailelerdir.
Bu aile zincirleri yıllar içinde gelişmeye devam etmişler ve neredeyse dünyadaki bütün olaylara parmaklarını karıştırmaktadırlar.
Bu ailelerin hemen hepsi gözlerden uzak yaşasa da, haklarında bilinenler, bu iddiaları gerçek yapmaya kadar güçlü. İster İllüminati ister ‘Yeni Dünya Düzeni’ olarak bilinsin, işte sizlere dünyanın en güçlü ve bir o kadar da karanlık 13 ailesi.

1- Astor Ailesi

CFR’nin İngiltere kolu olan RIIA (Royal ınstıtute of internatıonal Affaırs Uluslararası ilişkiler Kraliyet Kurumu) Astor ailesi tarafından kuruldu. Kuruluş kayıtlarda ‘hayır kurumu’ olarak geçer: fakat zengin tabakanın isteklerinin hükümet politikalarıyla uyuşmasını sağlar. Rounda Table kuruluşu Cecil Rhodes tarafından kurulmuştur ve Associatıon Of Helpers (Yardımseverler Birliği)’le beraber çalışan bir kuruluştur ve Clinton gibi ABD başkanlarına burs vermekle tanınır. Oxford Üniversitesi’nde verilen Rhodes Bursu’nun sağladığı eğitimle tek dünya hikimetinin nasıl kurulacağı öğretilir. Astır ailesi özellikle uyuşturucu ticaretiyle ilgilenir ve CIA,MI5, ve Mossad’dan büyük destek görür.

2- Bundy Ailesi

16. yy Amerika’ya göç eden Püriten bir ailedir. ‘Skulls and Bones Society’ (Kurukafa ve kemik Tarikati)’ye birçok üye veren bu aile, ABD yönetiminde önemli görevler üstlenmişlerdir. Bunlar Harvey Hollıster Bundy, William Putnam Bundy ve McGeorge Bundy’dir. Harvey Hollister Bundy Müsteşar, Hazine Bakanı, Savaş Sekreteri’ydi ve atom bombasının yapımında Manhattan Projesi’nde görev almıştı.

3- Collins Ailesi

New England’tan gelen çok köklü bir ailedir. Saatnist bir klüp olan ‘Heil Fire Club’ (Cehennem Ateşi klubü) üyesidirler. Bu klübe üyelik Biritanya hükümeti’nin yüksek çevrelerinde itibarlıdır. Satanist akımları dünyaya yayarak beyin kontrollü köle yaratmak için kullanılmaktadır. Bu klüp üyeleri arasında ABD başkanları, İngiliz bakanlar, lordlar ve prenslerde vardır. Bu klüp üyeleri gizli cinsel ritüelleri yapmaktadırlar. Aile’nin geçmişinde bazı aile mensupları (Jane Collıns,1650’li yıllar) cadılıkla ve büyücülükle suçlanmışlardır. Ailenin Amerika’daki kolu, Amerika İç savaşı’ndan hemen önce Todd soyadını aldı. Ailenin damatları arasında eski Amerikan başkanları Madison ve Lincoln vardır.

4- DuPont Ailesi

Kimyasal ürünlerin bir numaralı ismi DuPont ailesidir. Bütün dünyada her evde birkaç tane DuPont ürünü kullanılır. Özellikle de barut ve patlayıcılarda tekel oluşturmuşlardır. Amerikanın ilk barut fabrikasını kurmuşlardır. 1799 yılında Amerikaya göç eden Pierre Samuel DuPont illuminatik sistem ile bağlantısı olan ilk DuPont’tu. ABD Başkanı Jefferson’ın yakın arkadaşıydı ve ABD hükümeti ordunun barut ihtiyacının karşılanmasını bu yakın arkadaşına vermişti. DuPont ailesi Freeman, Astor, Rockefeller, Rothschıld ve Russell aileleri gibi uyuşturucu ticaretinden yüklü kazanç elde etmişlerdir. DuPont ailesi II. Dünya Savaşında, Adolf Hitler’e askeri malzeme ve cephane yardımı yapmıştır.

5- Freeman Ailesi

Bundy ailesi gibi ABD danışmanlarının arasındadırlar. Gaylord Freeman, Roger A. Freeman bir çok başkan ve kongre üyesine tavsiyelerini ya da doğru bir tabirle emirlerini uygulatmıştır ama hiç kimse onların adlarını duymamıştır. Gaylord Freeman, aynı zamanda Sion Tarikatı’nın liderlerindenStephen M. Freeman Amerikan kongresinde etkin bir Yahudi lobisi olan Anti Defamation league (Yahudi Aklam Birliği)’nin Kişi Hakları Bölümünü yürütmektedir. Jame D. Freeman Birlik Okulu denilen ve Hiristiyan Birliği için çalışan bir okula liderlik yapmaktadır.

6- Habsburg Ailesi

Avrupa’nın gizli kralı denilen ve Roma İmparatorluğu’nun İmparatorlarından 5. Charles’in soyundan geldiğini iddia eden, Avusturya İmparatoriçesinin oğlu 98 yaşındaki Otto Von Habsburg, ailenin en yaşlı üyesidir. Habsburg ailesi, Hiristiyanlık inançlarına ters düşen, Hz.İsa’nın karısı ve çocuğuyla birlikte çarmıha gerilmekten kurtularak Fransa’ya kaçtığı ve meşhur Merovengian (meroveni) Hanedanlığıyla karışarak soylarını devam ettirdiğini savunmaktadırlar. Bu sebeple 98 yaşındaki Otto Von Habsburg, Kudüs Kralı olmaya aday olduğunu açıklamıştı. Ayrıca Otto von Habsburg, kurulması planlanan Büyük İsrail Devleti’nde Kudüs kralı olmaya aday olduğunu açıklamıştır. Habsburg ailesinin bir önemli diğer özelliği ise Hz.İsa’nın soyunu korumaya adadıkları bilinen “Sion Manastırı’’ isimli örgütle çok yakın ilişkileri oldukları ve bu örgütü finanse ettikleridir.

7- Lord Ailesi

ABD’ye 16. yy gelen ve bireyleri örgüt için üst düzey görev yapmış köklü bir ailedir. Nathan Lord ve Thomas Lord aileleri, ABD yönetiminde etkin roller üstlenmiştir. “Skulls and Bonnes Society’’ nin üyeleri arasında Franklin Atkıns Lord, William Galey Lord, Oswald Bates Lord, II. Charles Edwıns Lord ve Wınston Lord vardır. Wınston Lord 1977-1985 yılları arasında CFR Yönetim kurulu başkanlığı yapmıştı. Charles Edwın Lord döviz kontrolörlüğü yapmıştır. Wınston Lord örgütün köklü aileden gelen bir üyesiydi. Kendi ailesiyle birlikte ABD’ye 16.yy gelen ve bireyleri örgüt içinde üst düzey görev yapmış olan; Harriman, Bundy, Whıtney, DuPont, Russell, Freeman, Astor, Collıns, Stımson ailelerini temsil ediyordu.

8- Morgan Ailesi

Rothschıld ailesinin ABD’deki, Rockefeller ile beraber en büyük ortaklarındandır. Kurucu aile üyesi J. P. Morgan (John Pierpont), Rockeffeller Hanedanlığı’nın kurucusu John Davıdson Rockefeller ile 1800’lü yıllarda ABD’nın para politikasını yönlendirmek üzere planlar yapmışlardır.
J.P.Morgan babası Junıus Spencer Moorgan, İngiltereye iş seyehatlaeri yaparlardı. George Peabody adlı bir yatırımcıyla ortak daha sonra adı “Morgan&Company” olarak değişecek olan bir finans şirketi kurmuşlardı. Rothschıld ailesinin Amerika ayağı olarak beraber çalışmaya başladılar ve Rothschıld ailesiyle Morgan ailesinin Avrupa yatırımlarını kontrol ediyorlardı. Morgan ailesi 1900’lü yılların başında Rothschıld’lerden sonra dünyanın en büyük bankacılık devlerinden biri oldu. Amerika İç savaşı sırasında Amerika Devleti’ni dolandırmaktan suçlanan Morgan ailesi, mahkemeye verilmiş ama her nasılsa beraat etmişler, üstünede yüklü tazminat almışlardı. Genç Morgan, ABD iç savaşı sırasında ordunun bozuk diye tanesi 3,5 dolara sattığı 5000 adet tüfeği bir aracıyla satın almış, daha sonra bozuk denilen bu tüfekleri tanesi 22,5 dolardan silaha ihtiyacı olan bir ordu komutanına satmıştı. Tüfeklerin bozuk olduğunu görünce, komutan parayı ödememek istemiş ama mahkeme,tüfeklerin parasıyla birlikte tazminat ödenmesine hüküm vermiştir. J. P. Morgan Yale Üniversitesi’nin kurucularından biridir ve “Skulls and Bones Socıety’’yi finanse eder. Skull and Bones, Masonik ve Illüminist görüşlerden oldukça etkilenerek kurulmuş ve çalışmalarını bu doğrultuda sürüdürmüş bir topluluktur. Morgan ailesi, ABD’nin çok uluslu dev şirketlerinden General Electirics,U.S Steell Corporatıon, Internatıonal Harvester Company ve kredi notu dağıtan kuruluşların sahibi olan “Morgan&Stanley’’ isimli dev finans şirketini yönetirler.

9- Oppenheimer Ailesi

Nıcholas Oppenheımer, Şeytani İllumınati sisteminin Güney Afrikalı üyesidir. Elmas Kralı babası Harry Oppenheımer’dan büyük bir miras devralmıştır. Dünyadaki elmas yataklarının %95’ine ve diğer altın, platin gibi değerli taş ve maden yataklarının çoğunluk hisselerine sahiptir. Rothschıld ailesinin desteğiyle Cecıl Rhodes’un sahibi olduğu, Güney Afrika’daki en büyük maden şirketi DeBeers Consolidated Mines Şirketi’nin kontrolünü elinde tutar. Dünya’nın en büyük Yahudi Tapınağı olan Johannesburg’da inşa edilen tapınağın baş finansörüdür. MOSSAD’la yakın ilişkisi vardır.

10- Rockefeiler Ailesi

Bu aile, Rothschıld ile piramidin en tepesinde, Lucıfer (iblis)’in emirlerini yerine getiren ailedir. Ailenin kurucusu petrol baronu John Davıdson Rockefeller’dir. Chemıcal ve Chase Manhattan Bbank’ı 1955 yılında ticari bir evlilikle birleştirip bankacılık sektörüne adım attılar. Diğer bankacılık devi şeytani aile Rothschıld’ın desteği ile ABD’nın mali piyasasında önemli söz sahibi oldular. Görünürde ekonomik faaliyetler için kurulmuş trilateral Komısyonu’nu 1973 yılında Rockefeller ailesinden Davıd Rockefeller’dir. ABD’nın tanınmış zengınlerinden olan Davıd Rockefeller her zaman başkanların sağ kolu olarak hemen yanındaki iki koltuktan biri olmuştur. Dünyanın en büyük bankalarından Chase Manhattan Bnak, Cıtıbank ve Standart Oıl, Mobil gibi dünyanın petrol pazarını elinde tutan dev şirketlerin en büyük hissedarıtdı. Şirketin cirosu dünyadaki pek çok devletin yıllık gelirinden daha fazlayıdı. Birleşmiş Milletler binasının bulunduğu Eaıt Rıver’daki çok değerli arsayı Birleşmiş Milletler Konsorsıyumuna hibe etmişlerdir.

11- Rothschıld Ailesi

Rothschıld ailesi, ataları Mayer Amschel Rothschıld tarafından 18. yy Almanya’nın Frankfurt kentinde Yahudi gettolarında ceketinin yakasına astığı sarı siyon yıldızıyla dükkan olarak kullandığı küçük bir evde, eski elbise ve antika madeni para satarak karanlık güçlerle ticarete başlamıştır. Warburg, Schıff, Loeb, Goldman, Kuhn, Cohen gibi diğer Yahudi ailelerle karşılıklı dayanışma içinde yürüttükleri ticari ve ailevi ilişkiler ile zamanımızda bütün dünya piyasalarını kontrol eden finans şirketlerinden ve avrupadaki çeşitli ülkelerde en büyük bankaların sahibi olan dev bir imparatorluğun varislerinden Heınrıch Heıne, şöyle demiştir: “Para, zamanımızın Tanrısı; Rothschıld ise peygamberidir’’ Başkanın sol kolu olarak diğer bir koltuk sahibi Avrupada’ki toplantıları yöneten en yaşlı ve ihtiraslı üyesi Baron Guy de Rothschıld idi. Rothschıld atası Mayer Amschel tarafından, 18. yy Almanyanın Frankfurt kentinin Yahudi gettolarında, ceketinin yakasına astığı sarı Yahudi yıldızıyla aynı zamanda dükkan olarak kullandığı küçük bir evde eski elbise ve antika maden para satarak kurulan ve şimdi dünya piyasalarını kontrol eden finans şirketlerinden ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki en büyük bankalarından oluşan dev bir imparatorluğun varislerınden biriydi. Bir asırlık bir zaman zarfında Rothschıld ailesi Alman, İngiliz ve Fransız borsalarını ve daha sonra bu ülkelerin ve diğer ülkelerin borsa ve merkez bankalarını ele geçirmiş, Avrupa’da krallara ve devletlere kredi açabilecek kadar varlıklı bankaların ve finans şirketlerin sahibi olmuştu.

12- Russeil Ailesi

Bu ailenin geçmişi uyuşturucu ve köle ticaretine dayanmaktadır. Ayrıca “Skulls & Bones Socıety’’ ve “Yehova Şahitleri’’nin kurucularındandır. Tarikatların kurucularından olmadan önce, Generall Russell, İllumınati ile bağlantı kurmuş ve örgütün fikirlerinden etkilenmişti, Russell ailesinin Pıttsburgh’ta özel bir mezarlığı vardır. Ayinlerini ve gizli ritüellerini burada yapmaktadırlar. Russell Vakfı “Skulls and Bones Socıety’’nın gizli finansörüdürler.

13- Warburg Ailesi

Rothschıld ailesinin ortakları ve geçmişi, bu aileyle aynıdır. İspanya’ya kaçan Sımon Von Kessel, burada zamanla Warburg şehrine yerleşerek soyadını değiştirmiştir. Sımon Von Kessel’ın torunu Marcus Gumprıch Warburg tefecılık ve tüccarlıkla Hamburg’a yerleşti ve bankacılık alanında yoğunlaştı. M.M Warburg, bankasını kuran Marcus’un oğulları, Rothschıld ailesiyle ilişkilerini yoğunlaştırdılar ve bütün Avrupanın finans piyasasını tekellerıne aldılar, Almanya’nın başbakanlarıyla ve prenslerle Max Warburg yakın ilişkiler içindeydi ve kraliyet saraylarına mali danışmanlık yapıyordu. Günümüz dünyasındada bu ailelerin devamı olan kişiler ülkelerinin ve dünyanın yönetilmesinde gerçek ve yetkin söz sahibi olmaya devam etmektedirler. Bilgi ve iletişim çağında coğrafyaların yakınlaşması ve istihbarat ve muhabere teknolojısının artması bu şahıs ve sahip olduğu şirketlerin gücüne güç katmış ve daha doğru kararlar almalarını sağlamıştır.

Kitaba Başlarken

Bu eserimi dünyada adaleti sevenlere sunmaktan mutluluk ve onur duyuyorum. Bu, doğru insanlar için bir yazıttır. Bu eser, geçmiş kitaplarımı zaten bilenler için ilave bir kitaptır. İlluminati Büyük Ustası bir ifadesinde dünyanın bir sahne olduğunu ve hepimizin oyuncu, kendilerinin efendi olduğunu söylemişti. Elbette bu insancıl bir düşünce değildi, ama kesinlikle dünyanın nasıl işlediğine dair İlluminati’nin bencil, Şeytan’i görüşünü tanımlamanın bir yoludur.

Zihin kontrol tekniklerini kullanan ve subliminal mesajlar konusunda ustalıkla hareket ettiği ileri sürülen örgütün, dünyayı kendi kuralları doğrultusunda yönetebilmek için yavaş ama istikrarlı adımlar attığı söylenmektedir. Backmasking ve 25. kare yöntemlerini de ustalıkla kullanan örgüt, deyim yerindeyse karda yürüyüp izini belli etmemektedir..

Dünya halkı, İlluminati’nin propagandayla eğlendirdiği bir seyircidir. Halk için yapılan bu tür eylemlerin son zamanlardaki binlerce örneğinden sadece biri, Başkan Bill Clinton’ın 1995 Birlik Devleti adresiydi. Konuşma, dinleyen dinleyicilerinin yapabileceği tüm sıcak bulanık düğmelerine basmak için tasarlandı.
Kabul için tüm yeşil ışıklar, kontrollü bir kongre izleyicisinin yardımıyla Cumhurbaşkanının konuşmasıyla sistematik olarak bastırıldı. Öte yandan gerçek her zaman kulağı gıdıklamaz ve dinleyicilerinin egosunu ısıtmaz. Bu kitaptaki gerçeğin ışığı, karanlıklarının güvenli rahatlığına dönmek isteyen bazı insanlar için çok parlak olacak.
Ben komplo teorisyeni değilim. Gerçek gerçeklerle ilgilenirim, teoriyle değil. Hakkında yazdığım bazı insanlarla tanıştım. Açığa çıkardığım bazı insanlar canlı ve çok tehlikeli. Karanlık, ışığı hiç sevmedi. Yine de, İlluminati’nin sırlarının çoğu, gizlilik bir yaşam biçimi olduğu için sıkıca kilitlenir. Öyle bir yaşam biçimidir ki, uydurulmuş hikayeler ve efsaneler yerine gerçek tarihsel gerçekleri anlatmak isteyen Carroll Quigley’lere ve James H. Billington’lara içerlerler. Okuyabildiğimden beri yoğun bir tarih araştırmacısıyım ve halkın onları manipüle etmek için beslediği kapak hikayelerinden ziyade tarihin gerçeklerine derinden bağlıyım.
İlluminati’nin bu Türkiye’yi ele geçirmesinden ve Anayasa’yı elinden almasından korkmuyorum, çünkü onlar bu ülkeyi uzun zaman önce ele geçirdiler ve Anayasa, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Cumhurbaşkanlığı(İsmet İnönü’den beri) acil durum kararnameleri nedeniyle teknik olarak yürürlükte değildi. Mesih’in takipçisi olmak, korkmamız gerektiği anlamına gelmez. Yüce Tanrı’ya olan mükemmel sevgi, bizi içine soktuğu durum için korkumuzu ortaya çıkarır. Bir an için İlluminati’ye görev dışı oy vereceğinizi düşünmeyin. Büyük ve küçük siyasi partileri kontrol ediyorlar. Hükümet sürecini kontrol ediyorlar, bilgi akışı sürecini kontrol ediyorlar, para yaratma sürecini kontrol ediyorlar ve sonunda Hristiyan Alemini kontrol ediyorlar. Allah, kavminin kalplerini kontrol eder.)
Diğer bazı kitaplarımda nasıl cevap vereceğime dair bilgiler verdim. Bu kitap size İlluminati aileleriyle nasıl başa çıkacağınızı anlatmayacak. Bu cilt, İlluminati’nin ne olduğuna genel bir bakış sağlamak için yayınlanan iki kitaptan sonra üçüncüsüdür. Kısacası İlluminati, en fazla gücü kazanmış nesiller boyu Şeytani soylardır. Kuşak bir Satanist, İlluminati’yi “Şeytanın seçkinleri” olarak tanımladı.”
Bu kitap korku yaratmak için yazılmamıştır. Bir cadı avına isim vermek için yazılmamıştır. Başka bir teori sunmak için yazılmamıştır. Bu kitap bir teori ile ilgili değil. O dünyayı yöneten gizli gizli oligarşiler hakkında. Bir araya getirildiğinde, bu kitabın gerçekleri bensiz kendileri için konuşmaya başlayacak. Sözümü dinlemenizi istemiyorum. Kendiniz araştırın. Allah’ın kendisi bize tüm dünyanın kötü olanın gücünde olduğunu söylemiştir. Kitabımı okuduktan sonra bazı insanlar kendi coğrafi bölgelerine gittiler ve kendileri için küçük bir grup insanın uluslarını ve dünyayı perde arkasından kontrol ettiğini gördüler. Gizli toplumların perde arkasından uyguladıkları gücü kendileri gördüler.
Bu kitap hatasız olmayacak. Yazım hataları, yanlış yazılmış isimler ve çeşitli hatalar olacaktır.
Yavuz Selim PINARBAŞI mükemmel değildir. Bu insanların vücutlarındaki her tüy sayılmaz. Bu kitap hayalet yazarların, editörlerin, ücretli araştırmacı kadrosunun ve büyük bir bütçenin lüksüyle ortaya konulmamıştır. Seçkinlerin milyonlarca dolar harcayabildiği pek çok önemsiz projeye bakıyorum ve zaman zaman istediğim bir belgenin filmini çekecek bir kuruşum olmadığında yaptığım araştırmaya bakıyorum. İlluminati hakkında, kim oldukları, ritüellerinin nasıl olduğu ve dünyayı nasıl kontrol ettikleri hakkında iletişim kurmam için o kadar çok şey var ki, insanlara tamamen uyumlu bir resim vermeye başlamak on yıllar sürdü.
Son olarak, İlluminati’nin ilk 13 soyunu açığa çıkaran yazılarımı bir araya getirdiğim bir dizi (tv izleyicilerim talepleri doğrultusunda) istekten sonra, hepsini kapsamlı bir indekse sahip bir kitapta bir araya getirmek için zaman ayırdım. Tarih önemlidir. Nereye gittiğimizi bilmek için, nerede olduğumuzu bilmemiz gerekir. Geçmişi kontrol etmek, bugünü kontrol etmektir. İlluminati’nin beşikten mezara kadar tüm öğrenme süreci üzerindeki kontrolü, onlara referans çerçevelerimizi şekillendirme konusunda büyük yetenek verir. Hz. Muhammed tarihsel şeyler hakkında konuştu. İmam-ı Âzam insanlara tarihi şeyleri hatırlattı. Atatürk, Türk ulusunun tarihini yazdı.
Uzun zaman önce insanlık tarihinin yazılmamış karanlık sayfalarında, güçlü krallar işkence, büyü uygulamaları, savaşlar, siyaset, din ve çıkar gözeterek diğer insanları nasıl kontrol edebileceklerini keşfettiler. Bu seçkin aileler, gizli uygulamalarını sürdürmek için stratejiler ve taktikler tasarladılar. Gizlilik katmanları üzerine katmanlar bu aileleri saygısız kitlelerden gizledi, ancak birçok yazar onların varlığına değindi. Araştırmama, seçkin bir grubun dünyayı yönettiğine dair çok bilgili insanlardan ilk elden raporlar almaya başladığımda başladım. Şeytan’ın hiyerarşisine dair araştırmam, araştırmacı olarak becerilerim ve araştırdıklarımın gerçekliği hakkındaki muhbirlerimden en başından beri bildiğim için hızlı geçti. İlluminati hakkındaki araştırmam beni binlerce kitap okumaya ve dua etmeye yöneltti. Beni bugün bulunduğum yere götürmek için okunan kitap, gazete, dergi, el yazması ve bildirilerin sayısı binlercedir. Kaç gece ders çalışarak uyuduğumu bilmiyorum ve sonunda bulanık mahmur gözlerle uykuya daldım.
Çalışmamda yeterince yönlendirildiğimi biliyorum, gözlerim ve zihnim daha ileri gidene kadar sık sık durmazdım. Edith Star Miller (Gizli Teokrasi’nin yazarı) ve Alexander Hislop (İki Babil’in yazarı) gibi keskin zekalı erkekler ve kadınlar, gizli dünyayı ve farklı arasındaki bağlantıları araştırmaya çalıştılar.
Hislop’un kitabını ilk olarak 1991’de okudum. Kitabı, Gizemli Dinlerin kadim okültizmi ile günümüz dini arasında bir süreklilik olduğunu gösteriyor. Edith Star Miller’ın Gizli Teokrasisi, bugün gizli gruplar arasındaki birçok gizli tarihsel ve operasyonel bağlantıdan bazılarını hızla görmem için çok yardımcı oldu. Son olarak, Mebsut(31 cilt) kitabı. Kutsal Asa ve ilk devamı Cehennem Orduları bana 13. soy’a derinlemesine derinlemesine bir bakış attı. Ancak benim anlayışım, gerçek gerçeklere ulaşmak için güç yapısına meydan okumaya cesaret ettikleri için övgüye değer sayısız araştırmacı tarafından rafa kaldırıldı.
Şeytan ve Azizleri, Tanrı’nın 12 kabilesini alay ederek ve taklit ederek 12 soyu kutsadı. Bu soylardan biri, özel bir elit soyunun simya, suikast teknikleri ve diğer gizli uygulamaları geliştirdiği(Kabil’e dayanan) İsmaili soyuydu. Bir soy, Druidizmin geliştirildiği Mısır / Kelt(Çankırı-Hollanda) / Druidik’ti. Bir soy doğudaydı ve doğu büyüsünü geliştirdi. Bir soy Kenan ve Kenanlılardandı. Astarte, sonra Astorga, sonra Ashdor ve sonra Astor adı vardı. Dan kabilesi, Yahuda İskariyot tipi bir tohum olarak kullanıldı. Dan kabilesinin kraliyet ailesi, tarih boyunca güçlü bir Şeytani soydan geldi. 13. veya son gen çizgisi, Yahudi İsa’nın kraliyet soyundan sonra kopyalandı. Bu, yalnızca Davut’un Evinden değil, aynı zamanda bir karısı ve çocukları olduğunu iddia ettikleri İsa’nın soyundan geldiğine(ki bekar bir şekilde göğe çekilmiştir) inandıkları kanlarıyla Davut’un Şeytani Eviydi. 13. Şeytan soyuna, yalnızca Mesih’in kanını değil, aynı zamanda “kardeşi” Lucifer’in kanını da taşımaları için doğrudan Şeytan tohumu aşılandı.
Soylardan biri Babil’e geri döner ve Nemrut soyundan gelir. Yıllar boyunca gizli dünya tarih kitaplarından gizli kaldı. (Yayıncılık ve eğitim ayrıcalıkları kontrol edilmiştir.) Perde arkasına hükmettiler. Gizemli Dinlerin her birinin kendilerini yöneten gizli konseyleri vardı ve bu konseylerin kendileri gizli bir yüksek Büyük Konsey veya Yönetim Organının rehberliğinde geldi. Gizemli Dinler sırayla kitleleri ve siyasi liderleri yönetti. İlluminati’yle tanışmaya ilk başladığımda, tarih kitaplarının tahrif edildiğine ve büyük gücün dünyadaki oligarşilerin elinde yoğunlaştığına dair net bir tablo oluştu. Ama bu güçlü insanlar kimdi? Bana defalarca soruldu, “Bir komplo varsa komplocular kimlerdir?” Bu kitap bununla ilgili. Tarih kitapları seçkinler ve kitleler hakkında bilgilerle doludur. İlginç bir şekilde, çok yakından inceleme ve inceleme üzerine araştırmacı, seçkinlerin yüzyıllardır güçlerini sürdürdüklerini ve kitleleri kontrol etmek için diğer seçkinlerle el ele çalıştıklarını tespit eder.
Daha iyi ışıkta görüldüğünde, krallar arasındaki savaşlar artık seçkin gruplar arasındaki savaşlar olarak değil, kitleleri açgözlü seçkin efendileri tarafından kontrol etmek için yapılan savaşlar olarak ortaya çıkıyor. Ama bu insanlar kim? Cevap, bazılarının beklediği cevap olmayabilir, çünkü güç birçok şekil ve boyutta gelir. Aktif olmak için gücün yüksek görünürlüğe sahip olması gerekmez. Aslında, bu kötü soyların kötü karanlık doğası nedeniyle geleneksel olarak gizli kalmaya çalıştılar. Dışarı çıkmış insanlara borçluyum.
İlluminati’nin nesiller boyu Şeytani soyları ve araştırmalarını doğru yola sokan ipuçlarının çoğu için hayatlarını Mesih’e vermiş olanlar. Bu kitap, kuşak Satanizminin birçok tanığının anlatmak istediğini, ancak anlatılamayacak kadar korktuğunu anlatıyor. Tom Collins, John Todd ve David Hill gibi tanıklar gördüklerine tanıklık etmeye çalıştılar – her biri yok edildi. Ama gerçek, Tom Collins ya da David Hill’le birlikte ölmeyecek. Gerçek, sırf John Todd’un İlluminati’nin uşakları tarafından iftiraya uğradığı ve onurunu kırdığı için modası geçmedi. Farklı yerlerden birkaç kişi 13 İlluminati soyu olduğunu doğruladı. Ayrıca, birkaç eski İlluminatili kişi 13 aile listesini doğruladı.
Listenin bir veya iki isimde kapalı olması mümkündür, ancak kapalı olabilirse, varsa fazla kapalı olamaz. Gerçeklerin kendileri adına konuştuğuna inanıyorum. Bu soyları incelerken onların ne kadar güçlü olduklarını da göreceksiniz. İlluminati’yi araştıran David Hill, Mafya için çalışan yüksek rütbeli bir Mason olarak içeriye yakın olduğu için hayatını kaybetti.
13 Aile hakkında rapor vermeye başladıktan iki yıl sonra David Hill’in araştırma taslağına bir şekilde ulaştım. David Hill aslında etraflı bir araştırma yapmıştı. Sorular sormuş ve bu ülkede ipleri kimin çektiğini araştırmaya başlamıştı. Hem David hem de ben daha belirgin güçlü ailelerin bazılarının isimlerini keşfettik. Örneğin, David’in notlarında şöyle yazar: “Evet, bu bir gerçektir:
Mellonlar, Carnegies, Rothschilds, Rockefellers, Dükler, Astorlar, Dorrances, Reynoldses, Stilimans, Fırıncılar, Pynes, Cuilmans, Watsons, Tukes, Kleinworts, Dupontlar, Warburglar, Phippses, Graces, Guggenheims, Milners Drexels, Winthrops, Vanderbilts, Whitneys, Harknesses ve diğer süper zengin Işıklı aileler, genellikle bu adamların servetini alıp halka vermek istedikleri iddia edilen Komünistlerle oldukça iyi geçinirler.
Ancak bu, Komünistlerin tüm Kapitalistlerin düşmanı olduğu yanılgısının üst yapısını desteklemek için tasarlanmış yalnızca çifte konuşmadır. Ancak Komünistler, süper zengin aileler gibi, tekelci kapitalizmin düşmanları değillerdir: onlar özgür girişimin düşmanlarıdır.”
Kitabım David Hill’inkinin ötesinde başka bir boyuta girmişti, çünkü İlluminati’nin bir parçası olmaktan kaçmaya çalışan insanlar bana 13 aile adını vermişti. Ancak aldığım her doğrulama turu, başkalarının da aynı şeyleri gördüğüne dair hoş bir teşvik. Bu araştırmacının benimle aynı ailelerden bazılarını seçtiğini görmek hoş bir sürprizdi. Müttefik ailelerden bazıları, hepsi olmasa da, muhtemelen bu soylardan biriyle bir yerde evlenmişlerdir.
Çünkü bu kitap, yıllar boyunca yazdıklarımın bir koleksiyonu olup, yazılanları gözden geçirmeme izin veriyor. 2019’da, ilk 13 ailenin Türkiye uzantısını ortaya çıkaran Çarpık Bürokrasi Çamur Siyaset kitabımı ilk kez kendi yayınevimden yayınladım. 2022’de İlluminati’yi teşhir etmeye devam etmek için ikinci seri kitabıma başladım ve Monarch Zihin Kontrol programını ve Formasonların deprem yaratma Planlarını /yöntemlerini teşhir eden bazı monografilerle çıktım. Aralık ortasından itibaren. 2023’teki en son haberlere kadar SIR Dergisi’nde, ben farklı ilk 13 aileyi ortaya çıkaran uzun metrajlı makaleler yayınladım. Bu makaleler bir komplolar koleksiyonudur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir